Gizlix Forum - Bilinmeyenlerin Forumu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Gizlix Forum - Bilinmeyenlerin Forumu

Bilinmeyenlerin keşfedildiği forum


    Abd nin 2050 ye yonelik Turkiye planlari cok ilginc ???

    avatar
    webbilgisi


    Mesaj Sayısı : 100
    Rep : 1
    Kayıt tarihi : 28/03/10

    Abd nin 2050 ye yonelik Turkiye planlari cok ilginc ??? Empty Abd nin 2050 ye yonelik Turkiye planlari cok ilginc ???

    Mesaj  webbilgisi Paz Mart 28, 2010 10:47 am

    Kod adı Windows mu?


    ABD Türkiye'yi nasıl vuracak?


    2050 yılı planlarında neler var?


    Medyafaresi adlı internet sitesinin yazarı Hasan Tahsin çok önemli
    bilgileri açıklıyor!!!


    Adamlar 2050 yılını bile planlamışlar. Ama ilk önce Türkiye’yi
    vuracaklar. İran falan bahane. ‘İran’a saldıracağız’ diyerek Türkiye’nin
    stratejik noktalarına yerleşip, Türkiye’yi hiç beklenmeyen bir zamanda
    basit bir nedenle vuracaklar.



    ABD TÜRKİYE’Yİ VURACAK !


    Geçtiğimiz günlerde hiç ummadığım bir yerde Türkiye’den tanıdığım
    eski bir arkadaşıma rastladım. Türkiye’nin seçkin üniversiteleriden
    birinin bilgisayar mühendisliği bölümünü başarıyla bitirdikten sonra
    master için ABD’ye gelmişti. Aynı zamanda zehir gibi zekiydi. O günden
    sonra ilk kez karşılaştığım bu eski dostumun anlattıkları karşısında
    tüylerim diken diken oldu.

    İsmini vermeyeceğim dostumdan Osman olarak bahsedeceğim.
    Karşılaştığımızda Osman’ın hali perişandı. Tanıdığım eski Osman değildi,
    bir şeylerden kaçıyor veya gizleniyor gibiydi. “Ne oldu bu halin de
    ne?” diye sorunca başta anlatmak istemedi. Kaçamak cevaplarla yetindi.
    Biraz üsteleyince, “Bir yerlerde oturalım, bir kahve içelim. Sana
    anlatacağım önemli şeyler var” dedi.


    Bana kısaca ABD’ye geldikten sonra yaşadıklarını anlattı. Master
    eğitimine başladıktan sonra her öğrenci gibi paraya ihtiyacı olduğunu ve
    bir yazılım firmasında iş bulduğunu söyledi. Burada gösterdiği başarılı
    çalışmalardan sonra bir kaç firma değiştirdiğini ve daha sonra Windows
    için dışarıdan fason yazılım hazırlayan bir şirkete geçtiğini anlattı.
    Sonra bir gün şirket sahibiyle beraber daha önce tanımadığı bir kaç
    kişinin kendisiyle görüştüğünü, bu kişilerin özel yazılımlar
    hazırladığından bahsetti. Osman ile aramızda geçen konuşmaları
    özetleyerek aktarıyorum:

    - Baştan hiçbir şey anlamadım. Bana ‘bizimle çalış, sana iki
    misli para’ dediler. Ben de kabul ettim. Zaten öğrenci olduğum için
    paraya ihtiyacım vardı. Bir kaç gün sonra telefon açıp beni başka bir
    adresteki başka bir şirkete çağırdılar. ‘Artık burada çalışacaksın’
    dediler. Ben de kabul ettim. Bana başta basit yazılım işleri verdiler.
    Yaklaşık altı ay bu şekilde çalıştım. Sonra bir gün ‘Bunu yazabilir
    misin?’ diye bir dosya verdiler. Dosya basit bir hacker programıydı.
    Anladığım kadarıyla bir nevi beni yemliyorlardı. Yani bilgi sızdırıp
    sızdırmadığımın peşindeydiler. Bu işlerde güven çok önemli. Benim amacım
    para olduğu için oralı bile olmadım ne verdilerse yaptım. Bir gün
    işlerimi bitirdikten sonra bilgisayar sisteminde bir kaç dosyayı göz
    atmak istedim. Bazıları şifreliydi. Bir kaç tanesini açmayı başardım.
    Bazı kodlar vardı, bir kaçını not ettim ama üzerinde durmadım. Bir akşam
    evde uyuyamadım, internette kodları araştırmaya başladım. Hepsi
    bilgisayarlarda kullanılan işlemcilerin kodlarıydı. Bir kaç dosyaya daha
    gözattım bunlar da windows kodlarıydı.

    - Eee yani? Diye söze girdim.




    - Yanisi bunlar hangi işlemciyle beraber hangi windows
    yazılımın kullanıldığını biliyorlar.


    - Bilsinler sorun ne?

    - O bilgisayarda ne var ne yok internetten bazen
    güncelleme adı altında bazen de virus update adı altında çekip
    alıyorlar. Düşünsene bu adamlar senin yatak odanda adeta.




    - Bak ben bu işlerden anlamam ne demek istediğini açık söyle
    ne oluyor böylece?





    - Abi sen durumu anlayamadın. Bu adamlar Türkiye’ye hangi
    işlemci, hangi windos yazılımı satıldığını biliyorlar. Ayrıca bu işlemci
    ve yazılımları hangi devlet kurumunun kullandığını da biliyorlar.
    Genelkurmay da aynı sistemleri kullanıyor. Bu adamlar Genelkurmay, Deniz
    Kuvvetleri, Kara kuvvetleri, Hava Kuvvetleri aklına gelen bütün
    stratejik kurumları bu yolla izliyorlar. En gizli dosyaları bile
    görebiliyorlar. Kaç tane asker var, kaç tane hangi türden silah var, kaç
    tane uçak uçabiliyor. Bunların hangi parçaları eksik, kaç tane
    denizaltı var, bunların hangileri çalışır durumda ve gücü ne, kaç tanesi
    göstermelik, hangi sınırda kaç tane asker var, askeri birliklerin
    harekat planları, savaş stratejileri. Bunları sen biliyor musun? Ama bu
    adamlar biliyor.





    - Peki sen bu adamların Genelkurmay’ı izlediklerini nereden
    öğrendin?




    - Amerikalılar da aynı bilgisayarları kullanıyorlar. Onların
    yazılımlarıyla onların dosyalarına girdim. Adamlar 2050 yılını bile
    planlamışlar. Ama ilk önce Türkiye’yi vuracaklar. İran falan bahane.
    ‘İran’a saldıracağız’ diyerek Türkiye’nin stratejik noktalarına
    yerleşip, Türkiye’yi hiç beklenmeyen bir zamanda basit bir nedenle
    vuracaklar. Ben o yüzden kaçıyorum. Bu adamlar heryerde beni arıyor. Bu
    dosyalara girdiğimi öğrenmişler. Beni bulmaya çalışıyorlar..




    - Sen ne dediğinin farkında mısın? Bu nasıl bir durum
    böyle?


    - Abi Bush tam bir deli. Pentagon’un planlarında ilk
    sırada Türkiye var. Bunu kimse anlamak istemiyor.


    Gözlerim yuvalarından fırlamış gibiydi. Aklıma birden Matrix
    filminin sahneleri geldi. “Acaba bizler sonu önceden bilinen bir oyunun
    figüranları mıyız?” sorusu beynimi kemirmeye başladı. Osman’ın durumu,
    daha önce de söylediğim gibi hiç de iyi değildi. O anlatıyordu, ben
    küçük dilimi yutmamak için kendimi zor tutuyordum. Bir ara Osman’ın
    kayışı sıyırmış olabileceğini düşündüm. Ama ya anlattıkları doğru ise?

    - Peki şimdi ne yapmayı planlıyorsun?




    - Bu ülkeden legal olarak çıkamam, beni buldukları anda
    tepeme çökerler. Meksika sınırına gitmeyi planlıyorum. Birilerini
    buldum, beni yürüyerek Meksika’ya kaçıracak. Oradan Türkiye’ye
    dönebilirsem döneceğim. Bu adamlar beni bulurlarsa yaşatmazlar.


    Osman’la vedalaştıktan sonra ayrıldık. Yolda yürürken aklımda hep
    Osman’ın anlattıkları vardı. Bana biraz aklını kaçırmış gibi geldi. Ama
    benim tanıdığım Osman kolayca aklını oynatabilecek biri değildi. Bir
    yandan “Hadi canım sende” diyerek kendimi avutmaya çalışırken, diğer
    yandan da aklımdaki o soruya cevap arıyordum:

    “Ya bu duyduklarım doğruysa?”

      Forum Saati Perş. Eyl. 19, 2024 6:25 pm