Kambriyen Öncesi
Kambriyen öncesi, yeryüzünün olusumundan Kambriyene kadar gecen dört
milyar yillik zaman dilimidir. İki devre ayrilir: Proterozoyik ve
Arkeyan. Ancak, dünyanin en eski kayaclarinin bulundugu Arkeyanin
baslangic zamani belirtilmez. Bunun nedeni, yeryüzünde Arkeyan öncesine
ait hicbir kayac olmamasidir.
DAHA FAZLA BiLGi iCiN [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Arkeyan
3600 myö-2500 myö arasi Arkeyandir. Yeryüzünde, bilinen en eski
kayaclar bu devre aittir. İlkin okyanuslarda mikrobiyal yasam
jeobiyokimyasal sürecler sonunda bu dönemde ortaya cikar. Fotosentetik
bakteriler olan Siyanobakteriler ortaya cikip, o zamana kadar oksijensiz
olan okyanuslara oksijen salmaya baslar. Bu yeryüzünde ilk kez bol
miktarda bulunan serbest oksijenin okyanuslarda cözünmüs halde bulunan
demirle tepkimeye girerek birlikte cökmelerine neden olur.
Proterozoik
2500 myö-545 myö arasi Proterozoyiktir.Arkeyan dönemde ortaya cikan
stromatolitler yayginlasti. Arkeyandan beri okyanuslara salınan oksijen,
artik serbest halde okyanuslarda ve atmosferde bol miktarda bulunmaya
baslar.
Fanerozoik Devir
(545 myö-251.4 myö)
294milyon yil sürdü, Antik Yasam
Yaklasik üc yüz milyon yil süren Paleozoik, Fanerozoigin ilk ve en
uzun zamanidir. Bu zaman cok hücreli canlilarin ortaya ciktigi, gelisip
yayginlastigi ve ekosistemin baskin yasam bicimi haline geldigi zaman
dilimidir.
Paleozoik boyunca iklim genel olarak nemli ve ilimandi. Zaman zaman
güney kitasi Gondvana'nin kutup bölgesinden gecmesiyle ya da baska
bicimlerde buzul cagları yasanmistir. Kambriyenden hemen önce süper kita
Rodinia'nın parcalanmasiyla daha kücük kitalar dogar. Bu kitalardan en
büyügü olan Gondvana, Paleozoik kitalarinin ana kitlesini olusturur.
Paleozoigin sonuna dogru kitalar yeniden bir araya gelerek yeni bir
süper kita olan Pangea'yi olusturur.
Paleozoigin hemen basinda "Kambriyen Patlamasi" olarak bilinen
olayla birlikte hayvanlar fosil kayitlarina girer. Nerdeyse bilinen tüm
hayvan subeleri Paleozoiğin basinda cesitli türlerce temsil ediliyor,
cok cesitli omurgasiz gruplari denizleri dolduruyordu. Bunların arasinda
bazi bilim adamlarinca "deneysel" olarak kabul edilen ve kisa sürede
ortadan kalkan yasam bicimleri de vardi. Erken Paleozoikte henüz cok
kirilgan olan ekosistemde yasanan yok oluslarla dönemin geri kalanina
damgasini vuracak canlilar belirlenir. Paleozoik denizlerinin en tipik
canlilarindan biri eklembacaklilar grubundan olan üc loblulardi. Erken
Paleozoikte cok yayginlik ve cesitlilik kazanan üc loblular, zamanin
sonuna dogru azalarak ortadan kalkti.
Paleozoigin ortalarina dogru omurgalilar denizlerin en önemli
gruplarindan biri olur. Balik Cagi olarak adlandirilan bu dönemde, ilkel
cenesiz baliklarin ardindan ilk ceneli baliklar, ilk kemikli baliklar
ve köpek baliklari ortaya cikip yayginlasir. Denizlerde balikların
üstünlügü ele gecirdigi siralarda ilk bitkiler ve hayvanlar karaya
adimlarini coktan atmisti. Damarsiz kara yosunu benzeri bitkilerin ve
kirkayak benzeri eklembacaklıların öncülük ettiği karaların çok hücreli
canlılarca işgaline, Orta Paleozoiğin sonlarına doğru omurgalılardan da
destek geldi. Geç Paleozoiğe gelindiğinde yeryüzü karaları uçsuz
bucaksız ormanlarla kaplandı, pek çok hayvan grubunun temsilcilerinin de
katılımıyla karmaşık bir karasal ekosistem kuruldu. Karasal faunanın en
göze çarpan üyeleri, artık uçma yeteneğini geliştirmiş olan böcekler,
iki yaşamlılar ve sürüngenlerdi. Paleozoiğin sonlarına doğru Pangea'nın
oluşmasıyla iklim kuraklaşıp, karasallaşır. Sucul ortamların azalmasıyla
geniş alanlara yayılmış sporlu bitkilerin oluşturduğu bataklık
ormanları, yerini açık tohumlu bitkilerin oluşturduğu ormanlara bıraktı.
İki yaşamlılardan da sürüngenlere doğru bir kayış oldu. Zamanın
sonlarında sürüngenler oldukça çeşitlendi ve memelilerin ve dinozorların
ataları olan gruplar ortaya cikti. Bu canlilardan bazilarinin kürklü ve
sicak kanli olduklari düsünülüyor.
Permiyen sonunda, bir gök cisminin yeryüzüne çarpmasıyla, Paleozoik
canlilarının büyük cogunlugu ortadan kalkar. Yok oluşun ardından sahneye
yeni canlılar çıkar Eskisinden oldukça farklı olan bu yeni yasamla,
"Dinozorlar çağı" olarak da anılan Mezozoik Zaman baslar.
PERMiYEN (292 myö -251,4 myö)
KARBONiFER (354 myö -292 myö)
DEVONiYEN (417 myö -354 myö)
SiLüRYEN (440 myö -417 myö)
ORDOViSYEN (495 myö -440 myö)
KAMBRiYEN (545 myö -495 myö)
Paleozoik
545 myö-251.4 myö Paleozoyik devirdir. Yaklaşık üç yüz milyon yıl
süren Paleozoyik, Fanerozoyiğin ilk ve en uzun zamanıdır. Bu zaman çok
hücreli canlıların ortaya çıktığı, gelişip yaygınlaştığı ve ekosistemin
baskın yaşam biçimi haline geldiği zaman dilimidir.
Paleozoyiğin hemen başında "Kambriyen Patlaması" olarak bilinen
olayla birlikte hayvanlar fosil kayıtlarına girer. Nerdeyse bilinen tüm
hayvan şubeleri Paleozoiğin başında çeşitli türlerce temsil edilir.
Paleozoyik denizlerinin en tipik canlılarından biri eklembacaklılar
grubundan olan üç loblulardı. Erken Paleozoyikte çok yaygınlık ve
çeşitlilik kazanan üç loblular, zamanın sonuna doğru azalarak ortadan
kalktı. Paleozoyiğin ortalarına doğru omurgalılar denizlerin en önemli
gruplarından biri olur. Balık Çağı olarak adlandırılan bu dönemde, ilkel
çenesiz balıkların ardından ilk çeneli balıklar, ilk kemikli balıklar
ve köpek balıkları ortaya çıkıp yaygınlaşır. Denizlerde balıkların
üstünlüğü ele geçirdiği sıralarda ilk bitkiler ve hayvanlar karaya
adımlarını çoktan atmıştır.
Geç Paleozoiğe gelindiğinde yeryüzü karaları uçsuz bucaksız
ormanlarla kaplandı, pek çok hayvan grubunun temsilcilerinin de
katılımıyla karmaşık bir karasal ekosistem kuruldu. Karasal faunanın en
göze çarpan üyeleri, artık uçma yeteneğini geliştirmiş olan böcekler,
iki yaşamlılar ve sürüngenlerdir. Paleozoyik boyunca iklim genel olarak
nemli ve ılımandır. Paleozoyiğin sonlarına doğru Pangea'nın oluşmasıyla
iklim kuraklaşıp, karasallaşır.
Kambriyen
545myö-495 myö arası Kambriyendir. "Kambriyen Patlaması" olarak
adlandırılan bu olayın sonunda, sadece 25 milyon yıl içerisinde, bilinen
hayvan şubelerinin neredeyse hemen hepsi ortaya çıkmıştır. Kambriyen
kıtaları, dev kıta Kambriyen öncesi kıtası Rodinia'nın parçalanmasıyla
oluştu. Kambriyen kıtalarının en büyüğü olan Gondvana günümüz güney
kıtalarından oluşuyordu. İkinci büyük kıta olan Laurentiya'nın büyük bir
bölümü günümüz Kuzey Amerika'sından oluşuyordu. Baltıka ve Sibirya
kıtaları ise güney yarımkürede Laurentia ile Gondvana arasında yer
alıyordu. Bugünkü Avrupa ve Asya'nın diğer bölümleriyse küçük parçalar
halinde Gondvana 'nın kuzey kıyılarına dağılmıştır.
Dünya çapında yaygın fosilleri bulunan canlı Trichophycus pedum'dur.
Bu canlı ilk karmaşık yapılı ve gelişmiş hayvan olarak kabul edilir.
Trichophycus pedum'un bulunduğu en yaşlı katman Kambriyenin başlangıcı
sayılır.Eklembacaklılar Kambriyenin en çeşitli şubesiydi. Erken
Kambriyenin ortalarında ortaya çıkan ilkel eklembacaklılardan olan üç
loblular pek çok nişe uyum sağlayıp, dünya çapında yaygınlaşaıp,
Kambriyenin ve Paleozoyiğin en önemli gruplarından olmuştur.
Kambriyen boyunca en az dört kitlesel yok oluş yaşanmıştır.
Bunlardan ilki Erken Kambriyende gerçekleşir. Bu olayın sonucunda üç
lobluların en eski grupları ve birincil resif yapıcı organizmalar olan
archaeocyathidler yok olmuştur. Diğer üç yok oluş Geç Kambriyenin sonuna
düzensiz olarak dağılır.
Ordovisyen
495myö-440 myö arası Ordovisiyendir. Ordovisiyenin en önemli olayı,
çok hücreli yaşamın karaya ayak basmasıdır.Kambriyende büyük çoğunluğu
güney yarıkürede toplanmış olan kıtalar Ordovisyen boyunca daha da
güneye kayar. Orta ve Batı Avrupa ise Avrasya'nın geri kalanından ayrı
olarak güney tropiklerinde bulunur.
Erken ve Orta Ordovisyen boyunca yeryüzü yumuşak ve ılıman bir
iklimin etkisindeydir. Hava sıcak ve oldukça nemlidir. Deniz seviyesi
yüksek ve kıtaların büyük bölümü sığ denizlerle kaplıdır. Deniz
omurgasızlarının artan çeşitliliği ile birlikte Ordovisiyende karmaşık
deniz ekosistemleri ve besin zincirleri kuruldu. Denizin tabanından
yüzeyine kadar uzanan pek çok beslenme seviyesi oluşur. Nautiloid
kafadanbacaklılar ve mercanlar da Ordovisiyenin oldukça yaygın
gruplarıdır. Erken Ordovisiyenin sonlarında Gondvana'nın neredeyse
tamamının sular altında kalmasıyla konodontlar gelişimlerinin zirvesine
ulaşmıştır. Ordovisiyenin sonu bir kitlesel yok oluşla işaretlidir. Yok
oluş ilk olarak, planktonlar, derisi dikenliler, üç loblular ve
zırhlıbalıklar gibi tropikal türleri etkilemiştir. Ardından mercan ve
dallı bacaklılar etkisi altına aldı. Paleozoyiği kapatan yok oluştan
sonra deniz yaşamını etkileyen en büyük ikinci yok oluş olan Ordovisiyen
kitlesel yok oluşu aynı zamanda bir sonraki dönem olan Siluriyende
görülecek olan uyumsal açılımın da yolunu açmıştır.
Jeolojik DevirlerSilüriyen
440myö-417 myö arası Siluriyendir. Siluriyende sıcaklıkların tekrar
yükselmesiyle Gondvana'yı kaplayan buzullar erir. Siluriyen uyumsal
açılımının başarılı grubu denizlerde hızla çeşitlenen, omurgalılardan
çenesiz balıklardır. İlk çeneli balıklar tatlı sularda ortaya çıkar.
Ordovisiyende omurgalıların tek temsilcisi olan zırhlı balıklar
-ostrakodermler- Silüryenin başında uyumsal açılımla çeşitlenir.
Denizlerde ortaya çıkan zırhlı balıklar tatlı sulara da uyum sağlayarak;
açık denizlerden koy ve körfezlere, gelgit alanlarından akarsu ve
göllere kadar tüm sularda yaygınlaşır. Bilinen ilk çeneli balıklar olan
Acanthodianlar bu dönemin sonunda tatlı sularda ortaya çıkar; fakat,
yaygınlık kazanmazlar. İlk damarlı bitkiler de kesin olarak bu dönemde
ortaya çıkar. Sığ denizlerde; rügoz ve tabülat mercanlar,
stromatoporoid, yosun hayvancıkları ve kalkerli alglerce oluşturulan
tropikal resifler oldukça yaygındır. Çeşitlilikleri artan mercanların
resiflerdeki ağırlıkları da oldukça artar. Resiflerin bir numaralı
organizmaları olan mercanlar bu durumlarını Permiyendeki büyük yok oluşa
kadar korur.Siluriyen boyunca da kıtaların büyük bir bölümü güney yarı
kürede toplu halde bulunmaktadır. Kuzey yarı küre ise nerdeyse tamamen
okyanuslarla kaplıydır. Kuzeyden gelen Sibirya da Laurentiya'ya oldukça
yaklaşır. Çarpışan kıtalar üzerinde dağ oluşum hareketleri meydana
gelir. Bu üç kara parçasının birleşmesiyle Lavrasya olarak adlandırılan
yeni bir süper kıta oluşur. Gondvana ile Baltıka arasında Tetis adını
alacak olan yeni bir okyanus oluşmaya başlar.
Devoniyen
417myö-354 myö arası Devoniyendir.Silüriyen ile Devoniyen arasında
bir kitlesel yok oluş bulunmaz, bu nedenle Silüryende başlayan evrimsel
eğilimler kesintiye uğramadan Devoniyende de devam eder. Hem kemikli
balıklar hem de köpek balıklar da bu dönemde ortaya çıkar. Ordovisiyende
ortaya çıkan çenesiz balıklar olan zırhlı balıklar, Devoniyen boyunca
varlığını sürdürür; ancak, çağın kapanmasıyla büyük oranda ortadan
kalkar. İlk çeneli balıkların Silüriyenin sonunda ortaya çıkmasından
sonra Plakodermler, ilkel köpek balıkları, Sarcopterygii ve
Actinopterygii grupları da Devoniyende ortaya çıkıp yaygınlaşır.
Denizlerde yaygınlaşan omurgalılar karaya ilk adımlarını dönemin sonunda
atar: ilk iki yaşamlılar ortaya çıkar. Devoniyen boyunca yer küre sıcak
bir dönem geçirir. İklim ılıman ve yumuşak çoğunlukla kuraktır. Deniz
seviyesi dünya çapında yüksektir. Kıtaların büyük bölümü sığ denizlerle
kaplıdır.
Geç Devoniyende kitlesel bir yok oluş yaşanır. Henüz yolun başında
olan karasal ekosistemlerin belirgin şekilde etkilenmediği yok oluşta,
deniz yaşamı büyük zarar görür. Tabülat-stromatoporoid resifleri tamamen
yok olurken, mercanlar da ciddi biçimde azalır.
Karbonifer
354 myö-292 myö arası Karboniferdir. Dünya kömür rezervlerinin büyük
bir kısmı bu zamana ait olduğundan, döneme "karbon içeren" anlamında
"Karbonifer" adı verilmiştir. Karbonifer, tüm dünya karalarının
ekvatoral düzlemde bir araya toplanmaya başladığı ve büyük bir bölümü
yağmur ormanlarıyla kaplı olduğu bir dönemdir.
Kambriyenden bu yana varlıklarını sürdüren bir hücrelilerden
Foraminiferler Karboniferde kalkerli ve porselenli yeni kabuklar
geliştirmişlerdir. Fusulinidler adını alan bu yeni grup, bir hücreliler
için dev sayılabilecek birkaç santimetre boyutlarına ulaşır. Kömür
yataklarından elde edilen fosiller, bataklık ormanlarının en yaygın
türünün kibrit otları (likofitler) olduğunu göstermektedir. Uzunluğu 40
metreyi bulan Lepidodendron'a ve 20-30 metre boylarındaki Sigillaria'ya
daKarbonifer boyunca kibrit otlarının en yaygın biçimleridir. Dev
boyutlara ulaşan bu ağaçsı kibrit otları, yine de günümüz ağaçalarına
göre daha az odunsu bir yapıdaydır. Kibrit otları gibi at kuyrukları da
(Sifenofitler) gelişimlerinin zirvesine Karboniferde ulaşır. Calamites,
sifenofitlerin en büyük cinsidir.
Kambriyen öncesi, yeryüzünün olusumundan Kambriyene kadar gecen dört
milyar yillik zaman dilimidir. İki devre ayrilir: Proterozoyik ve
Arkeyan. Ancak, dünyanin en eski kayaclarinin bulundugu Arkeyanin
baslangic zamani belirtilmez. Bunun nedeni, yeryüzünde Arkeyan öncesine
ait hicbir kayac olmamasidir.
DAHA FAZLA BiLGi iCiN [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Arkeyan
3600 myö-2500 myö arasi Arkeyandir. Yeryüzünde, bilinen en eski
kayaclar bu devre aittir. İlkin okyanuslarda mikrobiyal yasam
jeobiyokimyasal sürecler sonunda bu dönemde ortaya cikar. Fotosentetik
bakteriler olan Siyanobakteriler ortaya cikip, o zamana kadar oksijensiz
olan okyanuslara oksijen salmaya baslar. Bu yeryüzünde ilk kez bol
miktarda bulunan serbest oksijenin okyanuslarda cözünmüs halde bulunan
demirle tepkimeye girerek birlikte cökmelerine neden olur.
Proterozoik
2500 myö-545 myö arasi Proterozoyiktir.Arkeyan dönemde ortaya cikan
stromatolitler yayginlasti. Arkeyandan beri okyanuslara salınan oksijen,
artik serbest halde okyanuslarda ve atmosferde bol miktarda bulunmaya
baslar.
Fanerozoik Devir
(545 myö-251.4 myö)
294milyon yil sürdü, Antik Yasam
Yaklasik üc yüz milyon yil süren Paleozoik, Fanerozoigin ilk ve en
uzun zamanidir. Bu zaman cok hücreli canlilarin ortaya ciktigi, gelisip
yayginlastigi ve ekosistemin baskin yasam bicimi haline geldigi zaman
dilimidir.
Paleozoik boyunca iklim genel olarak nemli ve ilimandi. Zaman zaman
güney kitasi Gondvana'nin kutup bölgesinden gecmesiyle ya da baska
bicimlerde buzul cagları yasanmistir. Kambriyenden hemen önce süper kita
Rodinia'nın parcalanmasiyla daha kücük kitalar dogar. Bu kitalardan en
büyügü olan Gondvana, Paleozoik kitalarinin ana kitlesini olusturur.
Paleozoigin sonuna dogru kitalar yeniden bir araya gelerek yeni bir
süper kita olan Pangea'yi olusturur.
Paleozoigin hemen basinda "Kambriyen Patlamasi" olarak bilinen
olayla birlikte hayvanlar fosil kayitlarina girer. Nerdeyse bilinen tüm
hayvan subeleri Paleozoiğin basinda cesitli türlerce temsil ediliyor,
cok cesitli omurgasiz gruplari denizleri dolduruyordu. Bunların arasinda
bazi bilim adamlarinca "deneysel" olarak kabul edilen ve kisa sürede
ortadan kalkan yasam bicimleri de vardi. Erken Paleozoikte henüz cok
kirilgan olan ekosistemde yasanan yok oluslarla dönemin geri kalanina
damgasini vuracak canlilar belirlenir. Paleozoik denizlerinin en tipik
canlilarindan biri eklembacaklilar grubundan olan üc loblulardi. Erken
Paleozoikte cok yayginlik ve cesitlilik kazanan üc loblular, zamanin
sonuna dogru azalarak ortadan kalkti.
Paleozoigin ortalarina dogru omurgalilar denizlerin en önemli
gruplarindan biri olur. Balik Cagi olarak adlandirilan bu dönemde, ilkel
cenesiz baliklarin ardindan ilk ceneli baliklar, ilk kemikli baliklar
ve köpek baliklari ortaya cikip yayginlasir. Denizlerde balikların
üstünlügü ele gecirdigi siralarda ilk bitkiler ve hayvanlar karaya
adimlarini coktan atmisti. Damarsiz kara yosunu benzeri bitkilerin ve
kirkayak benzeri eklembacaklıların öncülük ettiği karaların çok hücreli
canlılarca işgaline, Orta Paleozoiğin sonlarına doğru omurgalılardan da
destek geldi. Geç Paleozoiğe gelindiğinde yeryüzü karaları uçsuz
bucaksız ormanlarla kaplandı, pek çok hayvan grubunun temsilcilerinin de
katılımıyla karmaşık bir karasal ekosistem kuruldu. Karasal faunanın en
göze çarpan üyeleri, artık uçma yeteneğini geliştirmiş olan böcekler,
iki yaşamlılar ve sürüngenlerdi. Paleozoiğin sonlarına doğru Pangea'nın
oluşmasıyla iklim kuraklaşıp, karasallaşır. Sucul ortamların azalmasıyla
geniş alanlara yayılmış sporlu bitkilerin oluşturduğu bataklık
ormanları, yerini açık tohumlu bitkilerin oluşturduğu ormanlara bıraktı.
İki yaşamlılardan da sürüngenlere doğru bir kayış oldu. Zamanın
sonlarında sürüngenler oldukça çeşitlendi ve memelilerin ve dinozorların
ataları olan gruplar ortaya cikti. Bu canlilardan bazilarinin kürklü ve
sicak kanli olduklari düsünülüyor.
Permiyen sonunda, bir gök cisminin yeryüzüne çarpmasıyla, Paleozoik
canlilarının büyük cogunlugu ortadan kalkar. Yok oluşun ardından sahneye
yeni canlılar çıkar Eskisinden oldukça farklı olan bu yeni yasamla,
"Dinozorlar çağı" olarak da anılan Mezozoik Zaman baslar.
PERMiYEN (292 myö -251,4 myö)
KARBONiFER (354 myö -292 myö)
DEVONiYEN (417 myö -354 myö)
SiLüRYEN (440 myö -417 myö)
ORDOViSYEN (495 myö -440 myö)
KAMBRiYEN (545 myö -495 myö)
Paleozoik
545 myö-251.4 myö Paleozoyik devirdir. Yaklaşık üç yüz milyon yıl
süren Paleozoyik, Fanerozoyiğin ilk ve en uzun zamanıdır. Bu zaman çok
hücreli canlıların ortaya çıktığı, gelişip yaygınlaştığı ve ekosistemin
baskın yaşam biçimi haline geldiği zaman dilimidir.
Paleozoyiğin hemen başında "Kambriyen Patlaması" olarak bilinen
olayla birlikte hayvanlar fosil kayıtlarına girer. Nerdeyse bilinen tüm
hayvan şubeleri Paleozoiğin başında çeşitli türlerce temsil edilir.
Paleozoyik denizlerinin en tipik canlılarından biri eklembacaklılar
grubundan olan üç loblulardı. Erken Paleozoyikte çok yaygınlık ve
çeşitlilik kazanan üç loblular, zamanın sonuna doğru azalarak ortadan
kalktı. Paleozoyiğin ortalarına doğru omurgalılar denizlerin en önemli
gruplarından biri olur. Balık Çağı olarak adlandırılan bu dönemde, ilkel
çenesiz balıkların ardından ilk çeneli balıklar, ilk kemikli balıklar
ve köpek balıkları ortaya çıkıp yaygınlaşır. Denizlerde balıkların
üstünlüğü ele geçirdiği sıralarda ilk bitkiler ve hayvanlar karaya
adımlarını çoktan atmıştır.
Geç Paleozoiğe gelindiğinde yeryüzü karaları uçsuz bucaksız
ormanlarla kaplandı, pek çok hayvan grubunun temsilcilerinin de
katılımıyla karmaşık bir karasal ekosistem kuruldu. Karasal faunanın en
göze çarpan üyeleri, artık uçma yeteneğini geliştirmiş olan böcekler,
iki yaşamlılar ve sürüngenlerdir. Paleozoyik boyunca iklim genel olarak
nemli ve ılımandır. Paleozoyiğin sonlarına doğru Pangea'nın oluşmasıyla
iklim kuraklaşıp, karasallaşır.
Kambriyen
545myö-495 myö arası Kambriyendir. "Kambriyen Patlaması" olarak
adlandırılan bu olayın sonunda, sadece 25 milyon yıl içerisinde, bilinen
hayvan şubelerinin neredeyse hemen hepsi ortaya çıkmıştır. Kambriyen
kıtaları, dev kıta Kambriyen öncesi kıtası Rodinia'nın parçalanmasıyla
oluştu. Kambriyen kıtalarının en büyüğü olan Gondvana günümüz güney
kıtalarından oluşuyordu. İkinci büyük kıta olan Laurentiya'nın büyük bir
bölümü günümüz Kuzey Amerika'sından oluşuyordu. Baltıka ve Sibirya
kıtaları ise güney yarımkürede Laurentia ile Gondvana arasında yer
alıyordu. Bugünkü Avrupa ve Asya'nın diğer bölümleriyse küçük parçalar
halinde Gondvana 'nın kuzey kıyılarına dağılmıştır.
Dünya çapında yaygın fosilleri bulunan canlı Trichophycus pedum'dur.
Bu canlı ilk karmaşık yapılı ve gelişmiş hayvan olarak kabul edilir.
Trichophycus pedum'un bulunduğu en yaşlı katman Kambriyenin başlangıcı
sayılır.Eklembacaklılar Kambriyenin en çeşitli şubesiydi. Erken
Kambriyenin ortalarında ortaya çıkan ilkel eklembacaklılardan olan üç
loblular pek çok nişe uyum sağlayıp, dünya çapında yaygınlaşaıp,
Kambriyenin ve Paleozoyiğin en önemli gruplarından olmuştur.
Kambriyen boyunca en az dört kitlesel yok oluş yaşanmıştır.
Bunlardan ilki Erken Kambriyende gerçekleşir. Bu olayın sonucunda üç
lobluların en eski grupları ve birincil resif yapıcı organizmalar olan
archaeocyathidler yok olmuştur. Diğer üç yok oluş Geç Kambriyenin sonuna
düzensiz olarak dağılır.
Ordovisyen
495myö-440 myö arası Ordovisiyendir. Ordovisiyenin en önemli olayı,
çok hücreli yaşamın karaya ayak basmasıdır.Kambriyende büyük çoğunluğu
güney yarıkürede toplanmış olan kıtalar Ordovisyen boyunca daha da
güneye kayar. Orta ve Batı Avrupa ise Avrasya'nın geri kalanından ayrı
olarak güney tropiklerinde bulunur.
Erken ve Orta Ordovisyen boyunca yeryüzü yumuşak ve ılıman bir
iklimin etkisindeydir. Hava sıcak ve oldukça nemlidir. Deniz seviyesi
yüksek ve kıtaların büyük bölümü sığ denizlerle kaplıdır. Deniz
omurgasızlarının artan çeşitliliği ile birlikte Ordovisiyende karmaşık
deniz ekosistemleri ve besin zincirleri kuruldu. Denizin tabanından
yüzeyine kadar uzanan pek çok beslenme seviyesi oluşur. Nautiloid
kafadanbacaklılar ve mercanlar da Ordovisiyenin oldukça yaygın
gruplarıdır. Erken Ordovisiyenin sonlarında Gondvana'nın neredeyse
tamamının sular altında kalmasıyla konodontlar gelişimlerinin zirvesine
ulaşmıştır. Ordovisiyenin sonu bir kitlesel yok oluşla işaretlidir. Yok
oluş ilk olarak, planktonlar, derisi dikenliler, üç loblular ve
zırhlıbalıklar gibi tropikal türleri etkilemiştir. Ardından mercan ve
dallı bacaklılar etkisi altına aldı. Paleozoyiği kapatan yok oluştan
sonra deniz yaşamını etkileyen en büyük ikinci yok oluş olan Ordovisiyen
kitlesel yok oluşu aynı zamanda bir sonraki dönem olan Siluriyende
görülecek olan uyumsal açılımın da yolunu açmıştır.
Jeolojik DevirlerSilüriyen
440myö-417 myö arası Siluriyendir. Siluriyende sıcaklıkların tekrar
yükselmesiyle Gondvana'yı kaplayan buzullar erir. Siluriyen uyumsal
açılımının başarılı grubu denizlerde hızla çeşitlenen, omurgalılardan
çenesiz balıklardır. İlk çeneli balıklar tatlı sularda ortaya çıkar.
Ordovisiyende omurgalıların tek temsilcisi olan zırhlı balıklar
-ostrakodermler- Silüryenin başında uyumsal açılımla çeşitlenir.
Denizlerde ortaya çıkan zırhlı balıklar tatlı sulara da uyum sağlayarak;
açık denizlerden koy ve körfezlere, gelgit alanlarından akarsu ve
göllere kadar tüm sularda yaygınlaşır. Bilinen ilk çeneli balıklar olan
Acanthodianlar bu dönemin sonunda tatlı sularda ortaya çıkar; fakat,
yaygınlık kazanmazlar. İlk damarlı bitkiler de kesin olarak bu dönemde
ortaya çıkar. Sığ denizlerde; rügoz ve tabülat mercanlar,
stromatoporoid, yosun hayvancıkları ve kalkerli alglerce oluşturulan
tropikal resifler oldukça yaygındır. Çeşitlilikleri artan mercanların
resiflerdeki ağırlıkları da oldukça artar. Resiflerin bir numaralı
organizmaları olan mercanlar bu durumlarını Permiyendeki büyük yok oluşa
kadar korur.Siluriyen boyunca da kıtaların büyük bir bölümü güney yarı
kürede toplu halde bulunmaktadır. Kuzey yarı küre ise nerdeyse tamamen
okyanuslarla kaplıydır. Kuzeyden gelen Sibirya da Laurentiya'ya oldukça
yaklaşır. Çarpışan kıtalar üzerinde dağ oluşum hareketleri meydana
gelir. Bu üç kara parçasının birleşmesiyle Lavrasya olarak adlandırılan
yeni bir süper kıta oluşur. Gondvana ile Baltıka arasında Tetis adını
alacak olan yeni bir okyanus oluşmaya başlar.
Devoniyen
417myö-354 myö arası Devoniyendir.Silüriyen ile Devoniyen arasında
bir kitlesel yok oluş bulunmaz, bu nedenle Silüryende başlayan evrimsel
eğilimler kesintiye uğramadan Devoniyende de devam eder. Hem kemikli
balıklar hem de köpek balıklar da bu dönemde ortaya çıkar. Ordovisiyende
ortaya çıkan çenesiz balıklar olan zırhlı balıklar, Devoniyen boyunca
varlığını sürdürür; ancak, çağın kapanmasıyla büyük oranda ortadan
kalkar. İlk çeneli balıkların Silüriyenin sonunda ortaya çıkmasından
sonra Plakodermler, ilkel köpek balıkları, Sarcopterygii ve
Actinopterygii grupları da Devoniyende ortaya çıkıp yaygınlaşır.
Denizlerde yaygınlaşan omurgalılar karaya ilk adımlarını dönemin sonunda
atar: ilk iki yaşamlılar ortaya çıkar. Devoniyen boyunca yer küre sıcak
bir dönem geçirir. İklim ılıman ve yumuşak çoğunlukla kuraktır. Deniz
seviyesi dünya çapında yüksektir. Kıtaların büyük bölümü sığ denizlerle
kaplıdır.
Geç Devoniyende kitlesel bir yok oluş yaşanır. Henüz yolun başında
olan karasal ekosistemlerin belirgin şekilde etkilenmediği yok oluşta,
deniz yaşamı büyük zarar görür. Tabülat-stromatoporoid resifleri tamamen
yok olurken, mercanlar da ciddi biçimde azalır.
Karbonifer
354 myö-292 myö arası Karboniferdir. Dünya kömür rezervlerinin büyük
bir kısmı bu zamana ait olduğundan, döneme "karbon içeren" anlamında
"Karbonifer" adı verilmiştir. Karbonifer, tüm dünya karalarının
ekvatoral düzlemde bir araya toplanmaya başladığı ve büyük bir bölümü
yağmur ormanlarıyla kaplı olduğu bir dönemdir.
Kambriyenden bu yana varlıklarını sürdüren bir hücrelilerden
Foraminiferler Karboniferde kalkerli ve porselenli yeni kabuklar
geliştirmişlerdir. Fusulinidler adını alan bu yeni grup, bir hücreliler
için dev sayılabilecek birkaç santimetre boyutlarına ulaşır. Kömür
yataklarından elde edilen fosiller, bataklık ormanlarının en yaygın
türünün kibrit otları (likofitler) olduğunu göstermektedir. Uzunluğu 40
metreyi bulan Lepidodendron'a ve 20-30 metre boylarındaki Sigillaria'ya
daKarbonifer boyunca kibrit otlarının en yaygın biçimleridir. Dev
boyutlara ulaşan bu ağaçsı kibrit otları, yine de günümüz ağaçalarına
göre daha az odunsu bir yapıdaydır. Kibrit otları gibi at kuyrukları da
(Sifenofitler) gelişimlerinin zirvesine Karboniferde ulaşır. Calamites,
sifenofitlerin en büyük cinsidir.