Bhagavat Gita, Mahabarata Hint destanının bir bölümüdür ve genel görüşe
göre, Mahabharata hint destanının özünü içerdiği söylenir. Elimizde
bulunan tarihsel verilere göre, Gita, Musa'dan 1700 yıl, Buddha'dan 2500
yıl, İncil'den 3000 yıl, Kur'an'dan 3800 yıl önceye denk gelen; MÖ 3102
yılında Pandava ve Kaurava aileleri arasında geçen bir savaş meydanında
yazılmıştır.Üşenmeden okuyun.Çünkü çok önemli bilgiler
içeriyor.İnsanlığın semavi dinlerden önce de ne kadar ileri boyutlarda
varoluş bilgisine sahip olduğunu göreceksiniz.5000 sene önce kozmik bir
bilincin var olduğuna şahit olacaksınız.Semavi dinlerin bu
farkındalıktan uzaklaşarak yozlaşan insanlığa yeniden bir yükseliş
ivmesi kazandırmak için oluşturulduğunu anlayacaksınız.
Bu kitabın
ruhsal yolda hepinize ışık tutmasını dilerim.
1. BÖLÜM: ARCUNA'NIN
ÜMİTSİZLİĞİ
Dhritaraştra*:
1. Ey, Sancaya, kutsal Kurukşetra
ovasında savaşmak için istekli olarak bir araya gelen Pandu'nun oğulları
ve benim insanlarım ne yaptılar?
Sanjaya:
2. Pandava*'ların
ordusunu savaş sırasında görünce, Kral Duryodhana* öğretmenine
başvurarak şöyle dedi:
3."Görün, Öğretmenim, akıllı öğrenciniz
Drupada'nın oğlunun dizdiği Pandu'nun oğullarının bu kuvvetli ordusunu!
4.
"Burada kahramanlar var, büyük okçular, Bhima* ve Arcuna'ya savaşta eş
olanlar var, Yuyudhana, Virata ve Drupada,
5. "Driştaketu, Çekitana
ve Kasi'nin güçlü kralı, Purucit, ve Kuntibhoca ve Saibya, en iyi
adamlar,
6. "Güçlü Yudhamanyu, ve cesur Uttamaucas, Subhadra'nın
oğlu ve Draupadi'nin oğulları, tüm büyük kahramanlar.
7. "Ey tekrar
doğanların en iyisi, aramızda en çok farkedilen isimleri de, ordumun
liderlerini de bil! Bunu bilgin olması için söylüyorum.
8. "Sen ve
Bişma, ve Karna ve Kripa, savaşta zafer kazananlar; Asvatthama, Vikarna,
ve Somadatta'nın oğlu Jayadratha.
9. "Ve ayrıca çeşitli silahlar ve
misillerle silahlanmış, benim için hayatını feda eden nice kahraman, ki
hepsi de savaş için fazlasıyla yetenekliler.
10. "Bhişma*
tarafından yönetilen bu ordumuz yetersizdir, Bhima tarafından yönetilen
onların ordusu ise yeterlidir.
11. "Bu yüzden, ordudaki sayısız
bölümdeki rütbeniz ne olursa olsun, hepiniz sadece Bhişma'yı koruyun."
12.
Kaurava'nın en büyüğü olan Bhişma, Duryodhana'yı neşelendirmek için bir
aslan gibi kükredi ve borusunu öttürdü.
13. Bhişma'yı takiben
borular ve bakır davullar, tefler ve davullar bir anda sessizliği
yırttı; ses müthişti.
14. Sonra, Madhava (Krişna), ve Pandu'nun oğlu
(Arcuna) beyaz atların çektiği muazzam at arabasında oturarak ilahi
borularına üflediler.
15. Hrişikesa "Pançacanya*"ya ve Arcuna
"Devadatta*"ya üfledi, ve korkunç işler yapan Bhima ise büyük boru
"Paundra*"ya üfledi.
16. Kunti'nin oğlu Yudhisthira "Anantavijaya"ya
üfledi, ve Sahadeva ve Nakula "Manipushpaka" ve "sughoşa" borularına
üflediler.
17. Kasi'nin kralı, mükemmel okçu Sikhandi, güçlü
araba-savaşçısı Dhristandyumna ve Virata ve yenilmez Satyaki;
18.
Drupada ve Draupadi'nin oğulları, ve Subhadra'nın güçlü bilekli oğlu,
hepsi kendi borularına üflediler.
19. Heybetli ses yeri göğü
inleterek Dhritaraştra'nın yandaşlarının kalplerinde bir delik açtı.
20.
Ey yeryüzünün Efendisi! Sonra, Dhritaraştra'nın yandaşlarının
dizildiğini ve silahların patlamak için hazır beklediğini gören, nişanı
bir maymun olan Pandu'nun oğlu Arcuna, yayını kaldırdı ve Krişna'ya
şöyle dedi.
Arcuna:
21.-22. Ey Krişna, arabamı her iki ordu
arasına sür ki, kimin bu kadar istekle savaşmak istediğini görebileyim
ve savaş başladığında önce kiminle savaşmam gerektiğini bileyim.
23.
Çünkü ben burada kötü-fikirli Duryodhana'yı savaşta memnun etmek için
savaşmaya gelenleri görmeyi arzu ediyorum.
Sancaya:
24. Krişna,
Arjuna tarafından verilen talimata göre, Dhritaraştra'lardaki en iyi
arabayı iki ordu arasına sürdü.
25. Bhişma ve Drona ve dünyanın tüm
hükümdarlarının önünde şöyle dedi: "Ey Arcuna, İşte tüm bu Kuru'lar* bir
aradalar!"
26. O zaman, orada duran Arcuna büyükbabaları ve
babaları, öğretmenleri, büyük amcaları, abileri, oğulları, torunları ve
arkadaşları da gördü.
27. Her iki orduda kayınpederleri ve
arkadaşları da gördü. Kunti'nin* oğlu Arcuna, tüm bu akrabaları dizilmiş
görünce büyük bir acımayla dolu olarak üzgün konuştu.
Arcuna:
28.
Ey Krişna, savaşmaya hevesli olarak dizilmiş bu akrabalarımı görünce,
29.
Elim kolum tutmuyor, ağzım kuruyor, bedenim titriyor, tüylerim diken
diken oluyor.
30. Yayım "Gandiva" elimden kayıyor, tenim yanıyor;
ayakta bile duramıyorum, başım dönüyor.
31. Ve ben kötü bir gelecek
görüyorum, Ey Kesava! Bir savaşta kendi akrabalarımı öldürmekte iyi bir
yan görmüyorum.
32. Ey Krişna, ne zaferi arzuluyorum, ne zevki, ne
de krallıkları! Ey Krişna, hakimiyetin ya da zevklerin veya hatta
yaşamın bize faydası nedir ki?
33. Adına, krallık, zevk ve eğlence
arzuladıklarımız, yaşamı ve zenginliği terk ederek bu savaşta yer
alıyor.
34. Öğretmenler, babalar, oğullar ve ayrıca dedeler,
torunlar, kayınpederler, büyük amcalar, damatlar, akrabalar, -
35.
Onlar beni öldürse bile, hatta, bırak sadece bu dünyayı, üç dünya
üzerinde hakimiyet sağlama uğruna bile ben onları öldürmek istemiyorum,
Ey Krişna.
36. Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmekte ne gibi bir
zevk olabilir, Ey Janardana*? Bu suçluları öldürmekle sadece günah
işlemiş oluruz.
37. Bu yüzden, bizler akrabalarımız olan
Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmemeliyiz; kendi insanlarımızı
öldürerek nasıl mutlu olabiliriz ki, Ey Krişna?
38. Onlar zihinleri
açgözlülükle dolu olduğundan aileleri yok etmekte bir kötülük ve
arkadaşlara düşmanlıkta bir günah görmüyorlarsa da,
39. Neden bir
ailenin yok edilmesindeki kötülüğü net olarak görebilen bizler bu günaha
sırtımızı dönmeyi öğrenmemeliyiz, Ey Krişna?
40. Bir ailenin yok
edilmesiyle, o ailenin hatırlanamayacak kadar eski dini ayinleri de yok
olur; ruhsallığın yok edilmesiyle, tüm ailede Yaradan'a karşı
saygısızlık hüküm sürer.
41. Ey Krişna, Yaradan'a karşı
saygısızlığın ortaya çıkışıyla, ailedeki kadınlar fırsatçı olurlar ve
kadınlar fırsatçı olunca, tüm kastlar birbirine karışır.
42.
Kastların birbirine karışması ise aileleri doğrayanları cehenneme
götürür, çünkü pirinç ve su takdim etmeyen onların ataları da (buraya)
düşmüşlerdir.
43. Aileyi yok ederek kastların karışmasına sebep olan
bu kötü işlerle, kastların ebedi dini ayinleri ve aileler de yok
edilirler.
44. Ey Krishna, bizler duyduk ki, bu kaçınılmaz olan
(yer), ailelerindeki dini uygulamaların yok edildiği bu kişiler için,
bilinmeyen bir süre boyunca meskendir.
45. İşte! Bizler bir
krallığın zevklerinin açgözlülüğü içinde akrabalarımızı öldürmeye
hazırlanırken büyük bir günahın içine girdik.
46. Eğer
Dhritaraştra'nın oğulları ellerinde silahlarla beni savaşta kılıçtan
geçirmeleri gerekiyorsa, karşı koymamam ve silahlanmamam benim için daha
iyi olur.
Sancaya:
47. Savaş alanının ortasında bunu
söyleyerek, Arcuna içi üzüntü dolu olarak okunu ve yayını bıraktı,
arabasının içine oturdu.
Hari Om Tat Sat
*)Dritraştra:
Arcunanın rakibi olan ordunun kör kralı
Pandava: Arcuna'nın bir adı
Duryodhana:
Arcuna'nın rakibi olan ordunun kralı
Bhima: Yiğit bir asker
Bhişma:
Rakip ordu kumandanı
Pançacanya, Devadatta, Paundra: Bhima, Arcuna
ve Hrişikesa'nın borularının adları
Kuru: Arcuna'nın rakibi orduda
yer alan bir aile
Kunti: Arcuna'nın ailesi
Janardana: Krişna'nın
bir başka adı
2. BÖLÜM: SANKHYA YOGA
Sancaya:
1. Acıma
duygusuna yenilmiş ve ümitsiz olan, gözleri yaşla dolu ve alt üst olmuş
olan Arcuna'ya, Krişna şu sözleri söyledi:
Krişna:
2. Böylesine
tehlikeli, senin için değerli olmayan, zarif olmayan ve sana cennetin
kapılarını kapatan bu sıkıntı nereden geliyor, ey Arcuna?
3.
İktidarsızlığı bırak, Ey Pritha oğlu, Arcuna! Bu sana yakışmıyor.
Kalbinin bu zayıflığını bir kenara bırak. Ayağa kalk!
Arcuna:
4.
Ey Madhusudana, hürmet gösterilmesi gereken Bhişma ve Drona'ya karşı
nasıl oklarla savaşırım?
5. Bu dünyada sadaka kabul etmek, bu en
soylu öğretmenleri kılıçtan geçirmeye yeğdir. Eğer onları öldürürsem, bu
dünyadaki zenginlik ve arzularımın eğlencesi bile onların kanıyla
lekelenecektir.
6. Hangisinin daha iyi olduğunu söylemek zor olacak:
Onlara karşı zafer kazanmak mı yoksa onların bir zafer kazanması mı.
Yaşamasını arzulamadığımız Dhritaraştra'nın oğulları, kılıçtan
geçirildikten sonra bile, bizimle yüz yüze gelecektir (gözümüzün önünden
gitmeyecektir).
7. Kalbim acıma duygusuyla doldu, görevimin ne
olduğu konusunda aklım karıştı. Sana soruyorum: Benim için neyin iyi
olduğuna karar vererek söyle. Senin öğrencinim. Sana sığındım, söyle
bana.
8. Bu dünyada refah içinde rakipsiz bir hakimiyete ulaşsam ya
da tanrılar üzerinde efendi olmayı başarsam bile, bunların duyularımı
yakan bu kederi ortadan kaldıracağını sanmıyorum.
Sancaya:
9.
Hrişikesa'ya bunları söyleyerek, hasımların yokedicisi Arcuna, Krişna'ya
"Savaşmayacağım" dedi ve sessizliğe büründü.
10. İki ordu arasında
ümitsiz olan Arcuna'ya, Sri Krişna gülümsermiş gibi şu sözleri söyledi!
Krişna:
11. Kederlenilmemesi gerekenler için kederleniyorsun ve bilgelik
sözleri söylüyorsun. Bilge olanlar ne yaşayanlar için ne de ölüler için
kederlenmezler.
12. Ne ben, ne de bu insanların hükümdarlarının var
olmadığı, ne de bizlerin bundan sonra var olmayacağı hiç bir zaman
dilimi yoktur.
13. Ruhun bu bedenin içinde çocukluktan gençliğe ve
yaşlılığa geçmesi gibi, kişi de bir başka bedene geçer; hikmet sahibi
kişi bunun için kederlenmez.
14. Ey Kunti oğlu, sıcağa ve soğuğa,
zevke ve acıya sebep olan duyuların nesnelerle irtibatının bir
başlangıcı ve bir sonu vardır; bunlar geçicidir; bunlara cesurca dayan,
Ey Arcuna!
15. Bunlardan etkilenmeyen, zevk ve acı onun için aynı
olan bu hikmet sahibi kişi, ölümsüzlüğü başarmaya yaraşır!
16.
Gerçek olmayanın varlığı yoktur; Gerçek olanın varlığının olmaması diye
bir şey yoktur; bu ikisiyle ilgili gerçek, Gerçek'i bilenlerce görülür.
17.
Herşeyin ondan ortaya çıktığı O'nun yok edilemez olduğunu bil. Hiç bir
şey Yokolmaz olan, O'nun yıkımına sebep olamaz.
18. Ebedi olan, yok
edilemez olan ve ölçülemez olan Özben'in bu bedenlerinin bir sonu
vardır. Bu yüzden savaş, ey Arcuna!
19. Kim Özben'in kılıçtan
geçiren olduğunu düşünürse, ve kim O'nun kılıçtan geçtiğini düşünürse,
her ikisi de bilmiyordur; O ne kılıçtan geçirir ne de kılıçtan geçer.
20.
O, doğmamıştır ve ölmeyecektir; beden öldükten sonra O, tekrar yok
olmaz. Doğmamış, ebedi, değişmez ve kadim olarak O, beden öldürüldüğünde
öldürülmez.
21. O'nun yok edilemez, ebedi, doğmamış ve tüketilemez
olduğunu bilen biri, nasıl kılıçtan geçirir ya da kılıçtan geçer, ey
Arcuna?
22. Tıpkı bir kişinin eski elbiselerini bir kenara atması
gibi, bedenlenmiş Özben de eski bedenlerini bir kenara atar ve
yenilerinin içine girer.
23. O'nu silahlar kesmez, ateş yakmaz, su
ıslatmaz, rüzgar kurutmaz.
24. Bu Özben kesilemez, yakılamaz,
ıslatılamaz ya da kurutulamaz. O ebedidir, herşeyi kaplayandır,
sabittir, kadimdir ve hareketsizdir.
25. Bunun (Özben'in) tezahür
etmemiş olan, düşünülemez olan ve değişmez olan olduğu söylenir. Bu
yüzden, bunun böyle olduğunu bildiğine göre, kederlenmemelisin.
26.
Ama O'nun sürekli olarak doğduğunu ve öldüğünü düşünüyorsan bile, ey
koca-kollu, o zaman bile kederlenmemelisin.
27. Doğum için ölüm
kesindir ve ölüm için doğum kesindir; bu yüzden, bu kaçınılmaz olan için
kederlenmemelisin.
28. Varlıklar kendi başlangıçlarında görünmez
olanlardır, orta safhada görünürler ve sonunda yine görünmez olurlar, ey
Arcuna! Bunda kederlenecek ne var?
29. Kişi Özben'i bir harika
olarak görür; bir başkası O'ndan harika diye bahseder; bir başkası O'nun
harika olduğunu işitir; yine de bunu duymakla hiçbiri O'nu anlamaz.
30.
Bu, herkesin bedenine nüfus etmiş olan hiç bir zaman yok edilemez
olandır, ey Arcuna! Bu yüzden hiç bir varlık için kederlenmemelisin.
31.
Ayrıca, görevini göz önüne alırsan, tereddüt etmemelisin, çünkü bir
Kşatriya* için doğruluk adına yapılan bir savaştan daha üstün hiç bir
şey yoktur.
32. Ey Arcuna, Cennetin kapılarını açmak için gelen
böyle bir savaşta savaşmak için çağrılan Kşatriya'lar mutludurlar.
33.
Ama, eğer bu doğruluk adına yapılan savaşta savaşmazsan, o zaman
görevini ve ününü bırakarak günah** işlemiş olursun.
34. İnsanlar da
senin bu daimi onursuzluğunu nakledeceklerdir; ve onurlanmış biri için
onursuzluk ölümden beterdir.
35. Bu heybetli araba-savaşçıları senin
korktuğun için bu savaştan çekildiğini düşüneceklerdir ve seni
fazlasıyla düşünen bu kişiler tarafından hafife alınacaksın.
36.
Ayrıca senin gücüne bahane arayan düşmanların da bir çok fesat söz
söyleyeceklerdir. Bundan daha acı verici ne olabilir!
37. Kılıçtan
geçersen, cennete gideceksin; zafer kazanırsan, dünyanın zevkini
çıkaracaksın; bu yüzden ey Kunti oğlu, savaşmaya karar vererek kalk!
38.
Zevk ve acının, kazanç ve kaybın, zafer ve yenilginin eş değerli
olduğunu bilerek, savaşı savaşmak adına yap; böylelikle günah işlememiş
olursun.
39. Sana şimdiye dek öğretilen Sankhya bilgeliğidir. Şimdi,
fiilin zincirlerini kırabilmeni sağlayan Yoga bilgeliğini dinle, ey
Arcuna!
40. Bunda, ne çabaların kaybı vardır, ne de bir zararı
vardır. Bu bilginin en azı bile, kişiyi büyük korkulardan korur.
41.
Ey Kuru'ların neşesi, burada bir tek-noktaya-odaklı kararlılık vardır!
Dallı budaklı ve sonsuz olan düşünceler kararsızlarındır.
42. Ey
Arcuna, bilge-olmayanlar Vedalardaki kelimeleri övmeyi zevk sayarak
süslü sözler söylerler ve "Başka bir şey yok!" derler.
43. Arzuyla
dolu olarak, hedeflerini cennet yaparak, doğumu kişinin fiillerinin
ödülü yapan söylevlerde bulunurlar ve zevk ve güce erişmenin özel
yollarını açıklarlar.
44. Akılları bu tip bir öğretiyle çelinmiş,
arzu ve güce bağımlı olan bu kişiler için meditasyon ve Samadhi'ye
yönelen bu kesin gerçek tezahür etmez.
45. Vedalar Doğanın üç
değeriyle ilgilidirler; sen bu üç değerin de üzerinde ol, ey Arcuna! Zıt
kutuplardan*** kendini kurtar ve açgözlü ve istifçi düşüncelerden
kurtularak her zaman Sattva**** değerinde kal ve Özben'de bulun.
46.
Özben'i bilen bir Brahmana için, tüm Vedalar bir su kaynağının
yanıbaşındaki bir su haznesinde duran su gibidir.
47. Görevin sadece
çalışmaktır ama asla meyveleri için değil; ne fiilin meyvelerinin seni
çalışman için motive etmesine izin ver, ne de bağımlılığının seni
fiilsizliğe itmesine izin ver.
48. Ey Arcuna, sürekli olarak Yoga'da
bulunarak, bağımlılığı terk ederek ve başarı ve başarısızlıkta dengede
durarak fiilde bulun! Akıldaki dengeliliğe Yoga denir!
49. Fiil,
bilgelik Yoga'sından çok daha düşük seviyelidir, ey Arcuna! Bilgeliğe
(aklın dengeliliğine) sığın, motivasyonları meyveler olanlar
zavallıdırlar.
50. Bilgelik verilmiş kişi bu yaşamda iyi ve kötü
hareketlerinin ikisinden de sıyrılır; bu yüzden kendini Yoga'ya ada;
Yoga fiildeki ustalıktır.
51. Bilge olan, bilgiye sahip olarak,
fiillerinin meyvelerinden vaz geçerek ve doğum prangasından kurtularak
tüm kötülüklerin ötesindeki yere gider.
52. Zihnin yanılgı
batağından kurtulduğunda, şimdiye dek söylenmiş olan ve söylenecek olan
herşeye karşı kayıtsız kalırsın.
53. Duymuş olduklarınla karışmış
olan zihnin hareketsiz kalıp, Özben'de sabit kaldığı zaman
İçsel-Farkındalığa ulaşmış olacaksın.
Arcuna:
54. Ey Krişna,
bilgelik sahibi kişiyi, sürekli Samadhi'de bulunan kişiyi nasıl
tanımlarsın? Hikmet sahibi olanlar nasıl konuşur? Nasıl oturur? Nasıl
yürürler?
Krişna:
55. Ey Arcuna, kişi aklın tüm arzularını
tamamen bir kenara attığında ve tatmini Özben yoluyla Özben'de
bulduğunda, o kişinin bilgeliğe sürekli sahip olanlardan biri olduğu
söylenir.
56. Zorluklarla dalgalanmayan bir akla sahip olan,
zevklerin peşinden koşmayan ve bağımlılıktan, korkudan ve öfkeden
kurtulmuş kişiye şaşmaz değişmez bilgiye sahip hikmet sahibi denir.
57.
Bağımlı olmadan her yerde olan, iyi ve kötü birşeyle karşılaştığında ne
sevinen ne de nefret eden kişinin bilgeliği sabittir.
58. Bir
kaplumbağanın bacaklarını içeri çekmesi gibi duyularını
duyu-nesnelerinden geri çeken kişinin bilgeliği sağlamdır.
59. Duyu
nesneleri (geride) özlemi bırakarak bu perhizkar kişiyi bırakır
giderler; ama bu özlem de Yüce olanı görünce geçer gider.
60. Ey
Arcuna, çalkantılı duygular, bilge kişi (onları kontrol etmek için)
uğraşsa da, aklını fazlasıyla büyüler.
61. Kişi, hepsini
dizginleyerek sabit oturmalı ve dikkatini Bana vermelidir; duyuları
kontrol altında olanların bilgeliği sabittir.
62. Kişi nesneleri
düşündüğünde, bunlara karşı bir bağımlılık ortaya çıkar; bağımlılıktan
arzu doğar; arzudan öfke doğar.
63. Öfkeden yanılgı gelir;
yanılgıdan aklın yitimi; aklın yitiminden ayrım kabiliyetinin çöküşü
gelir; ayrım kabiliyetinin yok oluşuyla kişi mahvolur.
64. Ama
duyularını dizginleyip, bağımlılıktan ve reddetmekten kurtularak
nesneler arasında dolaşan kendine hakim kişi huzura erişir.
65. Bu
huzurda tüm acılar yok edilir, sakin bir akla sahip kişinin zihni kısa
zamanda sabitleşir.
66. Düzenli ve ciddi olmayanın Özben bilgisi
olamaz, ve düzenli ve ciddi olmayanın meditasyon yapması (da) mümkün
değildir; ve meditatif olmayan biri huzurlu olamaz; ve huzuru olmayan
kişi nasıl mutlu olabilir?
67. Dolanıp duran duyuların uyanmasını
takip eden akıl için, ayrımcılık yeteneği rüzgarın su üstündeki tekneyi
alıp götürmesi gibi yiter gider.
68. Bu yüzden ey koca kollu Arcuna,
duyularını duyu-nesnelerinden tamamem geri çekebilenlerin bilgisi
şaşmaz değişmezdir.
69. Tüm varlıklar için gece olanda, kendini
kontrol edebilen uyanıktır; tüm varlıkların uyanık olduğu ise gören
bilge için gecedir.
70. Tüm arzuları, suların okyanusa girmesi gibi
girip, her yönden dolan (ve) hareketsiz kalan kişi huzura kavuşur;
arzularla dolu olan kişi ise huzura ulaşamaz.
71. Tüm arzularını
terk ederek, özlem duymadan, "benim" duygusu (sahiplenme duygusu)
olmadan ve egoizmden yoksun olarak hareket eden kişi huzura erer.
72.
Ey Pritha'nın oğlu, bu Brahman'nın (ebedi durum) koltuğudur. Buna
ulaştığında, kimse artık yanılmaz. Yaşamının sonunda olsa bile kişi
burada bulunarak, Brahman'la birliğe kavuşur.
Hari Om Tat Sat
*)
Hint kast sistemi dört sınıftan ve kast dışı beşinci bir sınıftan
oluşur.
1. Brahmanlar: Kendilerini Tanrı'ya adayanlardır.
2.
Kşatriyalar: Hükümdarlar, yöneticilerdir.
3. Vaisyalar: Ticaretle
uğraşırlar.
4. Sudralar: Hizmetlilerdir.
5. Kast dışılar:
Köleler
**) Günah: Sami dinlerinde geçen günah kavramı "Tanrı'ya
karşı işlenen bir itaatsizlik ve nankörlük olarak ya da Tanrı
buyruklarına aykırı olduğuna inanılan, dince suç sayılan iş ya da
davranış" olarak geçmektedir. Ancak, Bhagavat Gita'da geçen günah
kelimesi aslında Patanjali'nin Yoga Sutra'larında da geçen "engel"
anlamında kullanılmıştır.
Yani, günah kelimesi, yanlış bir davranışı
izleyen olumsuz etkiyi ve bu davranışın sonucunda uyanan ve içimizdeki
Atman'ın ışığını karartan cehalet bulutudur.
***) Zıt kutuplar: Acı
ve zevk, sıcaklık ve soğukluk, zenginlik ve yoksulluk gibi her türlü
tezatı kapsar.
****) Enerjinin (Doğanın) üç değeri vardır:
Sattva:
Saflık
Rajas : Hareket, tutku
Tamas : Karanlık, ölü, durağanlık
Bu değerlerin yiyecekler yönünden incelenişini Yoga diyeti
bölümünde incelemiştik.
3. BÖLÜM: FİİL YOGASI
Arjuna:
1. Ey
Krişna, bana bilginin fiilden üstün olduğunu öğretiyorsan, o halde ey
Kesava, niye benim bu korkunç fiilde yer almamı istiyorsun?
2. Bu
açıkça zihni karıştıran sözlerinle kafamı karıştırıyorsun; bu yüzden
ilahi mutluluğa ulaşacağım tek ve kesin yolu söyle.
Krişna:
3.
Daha önce de dediğim gibi, bu dünyada iki tip yol vardır, ey günahsız
olan, Sankhya'ların bilgi yolu ve Yogi'lerin fiil yolu!
4. Sadece
fiilde bulunmamayla kişi fiilsizliğe erişmez, aynı şekilde sadece terkle
kişi mükemmeliyete ulaşmaz.
5. Doğrusu, kimse bir an için bile olsa
fiilde bulunmadan duramaz; Doğa'dan doğan değerlerden* dolayı herkes
çaresiz fiilde bulunmaktadır.
6. Fiil organlarını** dizginlerken bir
yandan da zihnen duyu-nesnelerini düşünen kimse yanlış anlayışından
dolayı, ikiyüzlü olarak adlandırılır.
7. Ama, ey Arcuna, aklıyla
duyuları kontrol ederken, kendisini bağımlı olmadan fiil organlarıyla
Karma Yoga ile meşgul eden kişi herşeyi aşar.
8. Yapman gereken
görevi yap, çünkü fiil fiilsizliğe yeğdir ve hatta sadece bedenin
idamesi için bile fiilsiz kalman mümkün değildir.
9. Dünya fiillerle
bağlıdır, kurban adına yapılmış fiillerle değil; bu yüzden, ey Kunti
oğlu, sadece kurban adına, bağımlılıktan kurtulmuş olarak fiilde bulun.
10.
Yaradan, yaradılışın başında insanoğluyla birlikte kurbanı yaratmış ve
"sizler bununla çoğalacaksınız; bu sizin arzularınızın süt veren ineği
olsun (arzuladığınız nesneleri size o versin)" demiştir.
11. Bununla
tanrıları beslersiniz ve tanrılar da sizi beslerler; böylece biri
diğerini besleyince en yüksek iyiye ulaşacaksın.
12. Kurbanla
beslenen tanrılar sana arzuladıklarını verirler. O halde, tanrılara bir
şey sunmadan onlardan gelen nesnelerin tadını çıkaranlar, gerçek birer
hırsızdırlar.
13. Kurbanın artıklarını yiyen dürüst kişiler
günahlarından arınmıştır; ama sadece kendileri adına yemek pişiren
günahkarlar, doğrusu günah yemiş olurlar.
14. Besinden varlıklar,
yağmurdan besin; kurbandan yağmur oluşur ve kurban fiilden doğar.
15.
Fiilin Brahma'dan geldiğini bil ve Brahma Yok olmaz olandan çıkmıştır.
Bu yüzden, her-şeye-nüfuz-eden Brahman hep kurbanda bulunur.
16.
Dönmekte olan bu çarkı takip etmeyen, duyularını memnun ederek günahkar
bir yaşam süren kişi, boşuna yaşamaktadır, ey Arcuna!
17. Ama sadece
Özben'deyken memnun olan, Özben'le tatmin olan, sadece Özben'de mutlu
olan kişinin, doğrusu yapacağı bir şey yoktur.
18. O kişinin
yapılmış olan ya da yapılmamış olan herhangi bir şeyde çıkarı yoktur; ve
hiç bir şey için hiç bir varlığa bağlı olmaz.
19. Bu yüzden,
bağımlı olmadan, her zaman yapılması gereken fiilde bulun; çünkü bağımlı
olmadan fiilde bulunmakla, kişi Yüce Olan'a ulaşır.
20. Janaka ve
diğerleri mükemmeliyete sadece fiil yoluyla ulaşmıştır; hatta kitlelerin
korunması açısından da fiilde bulunmalısın.
21. Büyük bir kişi ne
yaparsa, diğerleri de onu yapar; o kişi neyi standart olarak belirlerse,
tüm dünya o standardı takip eder.
22. Ey Arcuna, üç dünyada da
Benim tarafımdan ne yapılması gereken bir şey var, ne de başarılması
gereken başarılmamış bir şey var; yine de Ben fiilde bulunuyorum.
23.
Çünkü Ben yorulmadan sürekli olarak fiilde bulunmazsam, herkes her
şekilde (beni örnek alarak) Benim Yol'umu takip ederdi, ey Arcuna!
24.
Fiilde bulunmasaydım, bu dünyalar yok olurdu; kastların birbirine
karışmasının ve bu varlıkların yok oluşunun sebebi ben olurdum.
25.
Cahil kişi nasıl fiile bağımlı olarak hareket ederse, ey Barata, bilge
olan da bağımlı olmadan, dünyanın refahını isteyerek hareket etmelidir!
26.
Bilge kişilerin hiç biri fiile bağımlı olan cahillerin akıllarını
tedirgin etmesin; bilge kişi onları fiile teşvik ederken, kendisi bu
fiilleri adanmayla yapar.
27. Tüm fiiller her durumda sadece
Doğa'nın değerlerinden ortaya çıkarlar. Aklı egoizmden dolayı yanılgı
içinde olan kişi ise "Yapan benim." diye düşünür.
28. Ama, ey koca
kollu Arcuna, değerler ve değerlerin işleyişi hakkındaki farklarla
ilgili gerçeği bilen kişi, duyular olarak Guna'ların, duyu-nesneleri
olarak Gunalar arasında hareket ettiğini bilerek bunlara bağlanmaz.
29.
Doğa'nın değerlerinden dolayı yanılgı içinde olanlar değerlerin
işleyişlerine bağımlıdır. Mükemmel bilgiye sahip olanlar, bu bilgiye
sahip olmayan bu aptalları rahatsız etmemelidir.
30. Tüm fiilleri
Benim için terk ederek, aklın Özben'de odaklanmış, umuttan ve egoizmden,
ve (mental) ateşten kurtulmuş olarak savaş.
31. Benim bu öğretimi
düzenli olarak inançla ve bahaneler aramadan uygulayan kişiler de
fiilden özgürleşirler.
32. Ama Öğreti'me kusur bularak onu
uygulamayanların, bilgide yanılgı içinde olup ayrım güçleri olmayanların
yıkıma mahkum edildiklerini bil.
33. Bilge kişi bile kendi doğasına
uygun bir şekilde hareket etmektedir; varlıklar doğayı takip ederler;
bu duruma baskı altında tutma (dizginleme) ne yapabilir ki?
34. Duyu
nesnelerine olan bağımlılık ve nefret, duyularda bulunur; kimse
bunlardan birinin etkisi altına girmesin, çünkü bunlar düşmanlarınızdır.
35. Kişinin mükafatı olmasa bile kendi görevini yapması, daha iyi
yapacak olsa bile bir diğerinin görevini yapmasından daha iyidir.
Kişinin kendi görevini yaparken ölmesi; bir başkasının görevini korkuyla
yapmasına yeğdir.
Arcuna:
36. Ama istemese bile, kişiyi zorla
günah işlemeye ne sevk eder, ey Krişna?
Krişna:
37. Rajas
değerinden doğan, tamamen günahkar ve tamamen yok edici olan arzu, öfke
sevk eder; bunu (bu dünyadaki) düşmanların olarak bil.
38. Nasıl ki
ateş dumanla, cam tozla, bir embriyo zarla kaplıysa, bu da bununla (bu
evren de bu düşmanlarla) kaplıdır.
39. Ey Arjuna, bilgelik; ateş
kadar söndürülemesi zor olan ve arzu biçiminde olan bilgelerin bu
süreğen düşmanı ile sarmalanmıştır.
40. Arzunun yuvalandığı yerin
duyular, akıl ve zihin olduğu söylenir; (arzu) bunlar yoluyla bilgiyi
örterek bedenli olanı yanıltır.
41. Ey Bharata'ların en iyisi, bu
yüzden önce duyularını kontrol et, bilginin ve farkındalığın yok edicisi
olan arzuyu öldür!
42. Duyuların bedenden daha üstün olduğu
söylenir; akıl duyulardan, zihin akıldan üstündür; ve zihinden üstün
olan da O - Özben'dir.
43. Böylece, O'nun zihinden üstün olduğunu
bilerek ve kendini Özben'le dizginleyerek, savaşılması zor, arzu
biçimindeki düşmanını kılıçtan geçir, ey koca kollu Arcuna!
Hari Om
Tat Sat
*) Doğanın değerleri: Daha önce bahsedilen Guna'lar.
**)
Fiil organları: eller, ayaklar, ağız, anüs ve üreme organlarıdır.
4.
BÖLÜM: BİLGİ YOGASI
Krişna:
1. Bu yok olmaz Yoga'yı ben
Vivasyan'a öğrettim, o bunu Manu'ya öğretti; Manu Ikshvaku'ya beyan
etti.
2. Bunu düzenli bir silsilede el değiştirme yoluyla
soylu-bilgeler bildi. Bu Yoga, uzun zamandan beri burada kaybolmuştu, Ey
Parantapa!
3. İşte bu aynı Yoga sana bugün tarafımdan öğretildi,
çünkü sen Bana sadıksın ve Benim dostumsun; bu en yüce sırdır.
Arcuna:
4. Senin doğumun daha sonradır, ve Vivasyan'ın doğumu daha öncedir;
başlangıçta bu Yoga'yı Senin öğrettiğini nasıl anlamalıyım?
Krişna:
5. Ey Arcuna, hem Benim hem de senin bir çok doğumu oldu! Ben
bunların hepsini biliyorum ama sen bunları bilmiyorsun!
6. Ben
doğmaz ve yok edilmez bir doğaya sahip olduğum halde, ve tüm varlıkların
Efendisi olduğum halde, Kendi Doğam üzerinde hükmederek, kendi Maya'mda
doğarım.
7. Ey Arcuna, doğruluk ilkesinde ne zaman bir düşüş
yaşansa ve adaletsizlik yükselişe geçse, Ben Kendimi tezahür ettiririm!
8.
İyinin korunması, günahkarın yok edilmesi ve doğruluğun sağlanması
için, Ben her çağda doğarım.
9. Gerçek ışıkta kim Benim ilahi
doğuşumu ve fiilimi bilirse, bedenini terk ettikten sonra, bir daha
doğmaz; o Bana gelir, ey Arcuna!
10. Bağımlılıktan, korkudan ve
öfkeden kurtulmuş, Benimle bir olmuş, Bana sığınmış, bilgi ateşinde
saflaşmış birçokları Benim Varlığıma ulaşmıştır.
11. Bana ne şekilde
ulaşırlarsa ulaşsınlar, Ben onları ödüllendiririm; insanlar her şekilde
Yolumda yürürler, ey Arcuna!
12. Bu dünyadaki fiilde başarı özlemi
duyanlar tanrılara kurban verirler, çünkü fiil yoluyla başarı çabucak
elde edilir.
13. Dört kast da, Guna ve Karma'lardaki farklara göre
Benim tarafımdan yaratılmıştır; bunu yaratan Ben olduğum halde, yine de
Beni fiilde-bulunmayan ve değişmez olarak bil.
14. Ne fiiller Ben'de
iz bırakır, ne de Benim fiillerin meyvelerine karşı bir arzum vardır.
Ben'i bilen fiillerin zincirlerine bağlı değildir.
15. Özgürlüğün
kadim arayıcıları da, bunu bildiğinden fiilde bulunuyorlardı; bu yüzden
bu geçmiş zamanlardaki kadimler gibi sen de fiilde bulun.
16. Fiil
nedir? Fiilsizlik nedir? Bu konuda en bilgelerin bile kafası
karışmıştır. Bu yüzden, sana bu tip fiili öğreteceğim, bunu bilerek sen
kötü olandan (samsara'dan) kurtulmuş olacaksın.
17. Çünkü doğrusu,
fiilin gerçek doğasının ve ayrıca yasak fiilin ve fiilsizliğin ne
olduğunun bilinmesi gerekir; fiilin doğası zor anlaşılır.
18. Kim
fiil içinde fiilsizliği, ve fiilsizlikte fiili görürse, o kişi insanlar
arasında hikmet sahibidir; bir Yogi'dir ve tüm fiilleri yapandır.
19.
Giriştiği işler arzudan ve bencil amaçlardan yoksun olan ve fiilleri
bilginin ateşinde yanmış olan kişiye bilgeler, hikmet sahibi derler.
20.
Fiilin meyvesine olan bağımlılıktan kurtulmuş olan, her zaman memnun
bir halde olan, hiç bir şeye bağımlı olmayan kişi, fiilde bulunduğu
halde, hiç bir şey yapmaz.
21. Ümit etmeyen ve akıl ve benliği
kontrol altında tutan, tüm açgözlülüğü bırakan, sadece bedensel fiilde
bulunan kişi hiç bir günah işlemez.
22. Kendisine çabasızca gelenden
memnun olan, zıt kutuplardan ve kıskançlıktan kurtulmuş olan, başarı ve
başarısızlıkta dengede duran kişi, fiilde bulunduğu halde, fiile bağlı
değildir.
23. Bağımlılığı olmayan, özgürleşmiş olan, aklı bilgide
sabit duran, kurban* adına çalışan kişinin tüm fiili çözülür.
24.
Brahman adaktır; Brahman erimiş tereyağıdır (ghee); adak, Brahman'la
Brahman ateşine dökülür; doğrusu, Brahman'ı her an fiilde gören kişi
Brahman'a ulaşır.
25. Bazı Yogiler sadece tanrılara kurban verirler,
diğerleriyse Özben yoluyla sadece Özben'i Brahman ateşinde kurban
olarak sunarlar.
26. Bazılarıysa işitme duyusu ve diğer duyularını
dizginleme ateşinde kurban olarak sunarlar, diğerleri sesi ve çeşitli
duyu-nesnelerini duyuların ateşinde kurban olarak sunarlar.
27.
Diğerleri, duyuların tüm işlevlerini ve nefesin işlevlerini bilgi ile
yanıp tutuşan benliği-dizginleme-Yogasının ateşinde kurban ederler.
28.
Yine, bazıları zenginliği, çileyi ve Yogayı kurban olarak sunarlar.
Benliği-dizginleyen ve katı yeminlerde bulunan münzevilerse, kurban
olarak kutsal metinlerin çalışılmasını ve bilgiyi sunarlar.
29.
Diğerleri, alınan ve verilen nefesi dizginleyerek ve sadece nefesin
dizginlenmesiyle bir olarak verilen nefesi alınana, alınan nefesi
verilene kurban olarak sunarlar.
30. Beslenmelerini düzenleyen
diğerleri, yaşam-nefesindeki yaşam-nefeslerini sunarlar; tüm bu kişiler
kurban yoluyla günahları tamamen yok edilmiş olan (ve) kurbanı
bilenlerdir.
31. Kurbanın nektar gibi olan artığını yiyen kişiler,
ebedi Brahman'a giderler. Bu dünya (Brahma'ın dünyası) (bile) kurban
uygulamayan kişi için değilken; o halde kişi diğerine (ötealeme) nasıl
sahip olabilir, ey Arcuna?
32. Brahman'ın önüne farklı tipte
kurbanlar saçılmıştır. Bunların hepsinin fiilden doğduğunu bil. Bunu
bildiğinde özgürleşeceksin.
33. Ey Parantapa, Bilgelik-kurbanı,
maddenin kurban edilmesinden daha üstündür! Tüm çeşitleriyle fiiller en
yüksek nokta olan bilgiye varır!
34. Uzun süreli teslimiyetle,
sorgulamakla ve hizmet yoluyla, Gerçek'in farkında olan bilgenin seni bu
bilgiye yönlendireceğini bil.
35. Bunu bilerek, Ey Arcuna, bir daha
bu şekilde yanılmayacaksın, ve bu vasıtayla tüm varlıkları kendi
Özbeninde ve aynı zamanda Ben'de göreceksin!
36. Tüm günahkarların
en günahkarı olsan bile, yine de doğrusu bilgi yığınıyla tüm günahları
geçip gideceksin.
37. Ey Arcuna, parlayan ateşin yakıtı kül haline
dönüştürmesi gibi, bilgi ateşi de tüm fiilleri küle dönüştürür.
38.
Doğrusu, bu dünyada bilgi gibi bir başka saflaştırıcı yoktur. Yoga'da
mükemmeliyete ulaşan kişi, bu bilgiyi zamanla kendi Özben'inde bulur.
39.
İnançla dolu olan, buna adanmış olan ve tüm duyuları itaat altına almış
olan kişi bu bilgiye ulaşır; ve buna ulaştıktan sonra, anında yüce
huzura erer.
40. Cahil olan, inançsız olan, şüphe içindeki kişi
yıkıma doğru yol alır; şüpheci kişi için ne bu dünya, ne ötealem, ne de
mutluluk vardır.
41. Yoga yoluyla fiilleri terk etmiş, şüphelerini
bilgi ile parçalara ayırmış ve kendi üzerinde hakimiyet sağlamış kişinin
yaptığı fiiller onu bağlamaz, ey Arcuna!
42. Bu yüzden, kalbinde
taşıdığın cehaletten doğan şüphelerini bilgi kılıcıyla parçalara ayır ve
Yoga'ya sığın; ayağa kalk, ey Arcuna!
Hari Om Tat Sat
*)
Kurban : Bhagavat Gita'da geçen kurban, egonun terki işlemidir.
5.
BÖLÜM: FİİLİN TERKİ YOGASI
Arcuna:
1. Ey Krişna, hem fiilin
terkini övüyorsun hem de Yoga'yı! Bana hangisinin daha iyi olduğunu açık
seçik söyle.
Krişna:
2. Terk ve Fiil Yogasının ikisi de kişiyi
en üstün mutluluğa yönlendirir, ama ikisinin içinde, Fiil Yogası fiilin
terkinden daha üstündür.
3. Nefret etmeyen ve arzu duymayan kişi,
ebedi Sannyasin olarak bilinmelidir; çünkü zıt kutuplardan özgürleşerek,
kolaylıkla kendini bağlayan zincilerden kurtulmuştur, ey koca kollu
Arcuna!
4. Bilgeler değil, sadece çocuklar bilgiden ve Fiil Yogası
ya da fiilde bulunulmasından -sanki bunlar birbirinden farklı ve
bağımsızmış gibi- bahsederler; kim birini başarırsa, her ikisinin de
meyvelerini kazanmış olur.
5. Sankya'lar ya da Jnani'ler tarafından
ulaşılan bu yere (Karma) Yogiler de ulaşır. Bilginin ve fiilde
bulunmanın bir olduğunu gören, gerçekten görüyordur.
6. Ama, ey koca
kollu Arcuna, Yoga'ya ulaşmadan terki başarmak zordur; Yoga'yla-uyumlu
olan hikmet sahibi çabucak Brahman'a ulaşır!
7. Fiil yoluna adanmış,
aklı arılaşmış olan, kendine hakim olmuş, duyularını itaati altına
almış olan ve kendi Özben'inin tüm varlıklarda bulunan Özben olduğunu
fark etmiş olan kişi, fiilde bulunduğu halde hiç bir şeye bulaşmaz.
8.
Gerçek'le uyumlu hale gelmiş bilen şöyle düşünür "Ben hiç bir şey
yapmıyorum". O; görmede, duymada, dokunmada, koklamada, yemede,
yürümede, uyumada, nefes almada,
9. Konuşmada, gitmesine izin
vermede, alıkoymada, gözleri açıp kapamada duyuların duyu-nesneleri
arasında dolaştığına (-dan emindir) ikna olmuştur.
10. Fiilde
bulunan, bu fiilleri Brahman'a sunan ve bağımlılığı bırakan kişi, sudaki
lotüs çiçeğinin yaprağı (-nın çamura bulaşmaması) gibi günaha bulaşmaz.
11. Yogi'ler, bağımlılığı terk ederek, sadece bedenen, aklen,
zihnen ve aynı zamanda duyularla, benliğin saflaşması için fiilde
bulunurlar.
12. Birleşmiş* olan, fiilin meyvesini terk ederek, ebedi
huzura kavuşur; sadece arzuyla itilen ve meyveye bağımlı olan
birleşmemiş olanlar (zincirlere) bağlıdır.
13. Bedenlenmiş olan
(kişi) tüm fiilleri zihnen terk ederek ve kendine hakim olarak, dokuz
kapılı şehirde**, mutluluk içinde, fiilde bulunmadan ve diğerlerinin
(beden ve duyuların) fiilde bulunmasına sebep olmadan kalır.
14.
Rab, bu dünya için ne faaliyet ne fiil, ne de fiillerin meyveleri ile
birleşmeyi yaratır; fiilde bulunan Doğa'dır.
15. Rab kimsenin ne
ihtarını ne de hatta hünerini kabul eder; bilgi cehaletle
sarmalanmıştır, bu yüzden varlıklar yanılgı içindedirler.
16. Ama
bilgi, Özben'in bilgisiyle cehaleti yok edilmiş kişilere, Yüce olanı
(Brahman'ı) güneş gibi ortaya çıkarır.
17. Zihinleri O'nunla
özdeşleşmiş, kendileri O olmuş, O'na erişmiş, O'nu nihai amacı yapmış
olanlar dönüşü olmayan yere giderler, günahları bilgiyle dağılır gider.
18.
Hikmet sahipleri öğrenme ve alçakgönülülüğe sahip bir Brahmin'e, bir
ineğe, bir file, ve hatta bir köpeğe ve bir kast dışı olana aynı gözle
bakarlar.
19. Burada (bu dünyada) bile, akılları ayniyette
bulunanlarca (herşeye aynı gözle bakanlarca) doğumun (herşeyin)
üstesinden gelinmiştir; Brahman lekesizdir ve eşittir; bu yüzden onlar
Brahman'da bulunurlar.
20. Sabit bir zihinle, yanılgısız olarak
Brahman'da bulunarak, Brahman'ı bilen (kişi), ne hoşa giden şeylere
sahip olduğunda neşelenir, ne de hoşa gitmeyen şeyleri elde ettiğinde
kederlenir.
21. Dışsal irtibatlara bağlı olmayan benlikle, kişi
mutluluğu Özben'de bulur; kişi Brahman'a yapılan meditasyonla meşgul
olarak sonsuz mutluluğa kavuşur.
22. (Dışsal) irtibatlardan doğan
zevkler sadece acı üretirler, çünkü hepsinin bir başlangıcı ve bir sonu
vardır, ey Arcuna! Bu yüzden, bilge olan bunlarla neşelenmez.
23.
Bedenden özgürleşmeden önce, hala bu dünyadayken arzu ve öfkeden doğan
dürtülere karşı koyabilen kişi Yogi'dir, o mutlu bir kişidir.
24.
Her zaman kendi içinde mutlu olan, neşelenen ve aydınlanan böyle bir
Yogi mutlak özgürlüğe ya da Mokşa'ya ulaşır ve Brahman haline gelir.
25.
Günahları yok edilmiş, dualiteleri (zıt kutupların deneyiminin ya da
dualitesinin algılanmasını) bir kenara bırakmış, kendine hakim ve tüm
varlıkların iyiliğini isteyen hikmet sahipleri mutlak özgürlüğe ya da
Mokşa'ya kavuşurlar.
26. Mutlak özgürlük (ya da Brahman'a özgü
mutluluk) arzu ve öfkeden kurtulmuş, düşüncelerini kontrol etmiş ve
Özben'in farkındalığına sahip kendine hakim münzeviler için her yanda
varolur.
27. (Tüm) dış irtibatları kapatan ve bakışları iki kaşın
arasında sabitleyen, burun delikleri arasında hareket eden alınan ve
verilen nefesi eşitleyen,
28. Duyuları, aklı ve zihni her zaman
kontrol altında olan, yüce amacı özgürleşme olan, arzu, korku ve öfkeden
kurtulmuş hikmet sahipleri doğrusu sonsuza dek özgürleşirler.
29.
Beni tüm kurbanlardan ve çileden zevk alan, tüm dünyaların büyük Rabbi
ve tüm varlıkların dostu olarak bilen huzura kavuşur.
Hari Om Tat
Sat
*) Birleşmiş olan : Yoga uygulaması yaparak evrenle bir
olmayı (birleşmeyi) başarmış olan kişi
**) Dokuz kapılı şehir: Beden
Brahma'nın şehri (Brahmapuri) diye bilinir. Kapıları; gözler, kulaklar,
burun delikleri, ağız, anüs ve üreme organıdır.
6. BÖLÜM:
MEDİTASYON YOGASI
Krişna:
1. Fiillerinin meyvesine bağımlı
olmadan, bağlı olduğu görevi yerine getiren kişi, Sannyasin ve Yogi'dir,
ateşi ve fiili olmayan ise Sannyasin de, Yogi de değildir.
2. Ey
Arcuna, terk diye adlandırdıkları şeyin Yoga olduğunu bil; doğrusu kimse
düşüncelerini terk etmediği sürece bir Yogi olamaz!
3. Yoga'yı
başarmak isteyen hikmet sahibi için, fiilin bir araç olduğu söylenir;
Yoga'yı başarmış aynı hikmet sahibi için fiilsizliğin (sukunetin) bir
araç olduğu söylenir.
4. Tüm düşüncelerini terk etmiş bir kişi
duyu-nesnelerine veya fiillere bağımlı değilse, o kişinin Yoga'yı
başarmış olduğu söylenir.
5. Kişi sadece kendi Özben'inde yükselsin;
kendisini aşağıya çekmesin, çünkü kişinin arkadaşı da düşmanı da sadece
kendisidir.
6. Kendisine Özben vasıtasıyla hakim olmuş kişi,
kendisinin arkadaşıdır, ama kendine hakim olamamışlar için, kişinin
kendisi dışsal bir düşman gibi karşılarına çıkar.
7. Kendine hakim
ve huzurlu kişinin Yüce Özben'i, sıcakta ve soğukta, zevkte ve acıda ve
ayrıca onurlandırıldığında ve hor görüldüğünde dengededir.
8. Bilgi
ve (Özben'in) bilgeliğiyle tatmin olmuş; duyularına hakim olmuş; bir
parça toprağa, bir parça taşa ve altına aynı gözle bakan Yoginin uyum
içinde olduğu söylenir. (Nirvikalpa Samadhi durumuna ulaştığı söylenir.)
9. İyi kalpli olanlara, arkadaşlara, düşmanlara, kayıtsızlara,
nötrlere, nefret dolulara, akrabalara, adil olanlara ve olmayanlara
karşı aynı gözle bakan, herşeyi aşar.
10. Yogi; aklını sürekli
olarak sabit tutmaya çalışarak, yalnızlıkta kalarak, aklını ve bedenini
kontrol edip tek başına olarak, umut ve kederden kurtulmuş olarak
11.
Temiz bir yerde, ne çok alçak ne de çok yüksek olan, bir bezin, hayvan
postunun ve kusha otunun üst üste konulmasıyla yapılmış sağlam bir yerde
oturarak,
12. Aklın fiillerini (zihinsel faaliyetleri) ve duyuları
kontrol altına alıp, aklını tek bir noktaya sabitleyerek, kendini
arındırmak için Yoga uygulasın.
13. Bedenini sabit tutarak, kafası
ve boynu dik ve mükemmelce sabit olarak, çevresine bakınmadan burnunun
ucuna baksın.
14. Sakin bir zihinle, korkusuzca, Brahmachari* andını
tutarak, aklını kontrol ederek, Beni düşünerek ve aklı dengede kalarak
otursun ve Beni yüce hedefi yapsın.
15. Aklı kontrol altındaki Yogi,
böylece, aklı sürekli olarak dengede tutarak, Ben'de varolan ve
özgürleşmeye varan huzura erer.
16. Ey Arcuna, doğrusu Yoga ne çok
yiyen, ne de hiç yemeyen için; ne çok uyuyan ne de (her zaman) uyanık
olan için mümkün değildir!
17. Yoga, yemede ve harekette (örneğin
yürümede) daima makul olan, fiildeki gayretinde makul olan, uyku ve
uyanıklık arasında makul olan kişi için acıların yok edicisidir.
18.
Arzu nesnelerine duyulan özlemden yakasını kurtarmış (ve) mükemmelce
kontrol edilmiş akıl sadece Özben'de bulunduğunda, o kişi için "O
birleşmiştir." denir.
19. Yoga'yı Özben'de uygulayan (Özben
Yoga'sıyla özdeşleşmiş), aklını kontrol altına almış Yogi, rüzgarsız bir
yerde bulunan bir gaz lambasının titreşmeden yanan ışığına benzer.
20.
Yoga uygulamasıyla dizginlenmiş akıl sakinliğe eriştiğinde ve Özben'i
Özben'de gördüğünde, kişi kendi Özben'iyle tatmin olur.
21. Yogi,
saf zihinle kavranabilen ve duyuları aşan ebedi mutluluğu hissettiğinde
ve başka hiç bir yere kıpırdamadan Gerçek'ten asla ayrılmadığında,
22.
Bundan üstün daha büyük bir kazancın olamayacağını düşünür; çok büyük
bir acı ile karşılaşsa bile bulunduğu yerden ayrılmaz,-
23. (İşte)
bunun adının; acı ile bir olmaktan kurtulma, (yani) Yoga olduğunu bil.
Bu Yoga, kararlılıkla ve ümidini kaybetmeyen bir akılla uygulanmalıdır.
24.
Kişi, Sankalpa'dan** doğan tüm arzuları -hiç birini bir kenara
ayırmadan- tamamen terk ederek, ve akılla duyu sürüsünün tamamını her
yandan dizginleyerek,
25. Sabit tutulmuş zihinle azar azar sakinliğe
ulaşsın; aklı Özben'de tutarak, başka hiç bir şey düşünmesin.
26.
Rahat durmayan ve sabit olmayan aklın başka yerlere kaçmasına sebep
olandan, aklı dizginle ve (onu) sadece Özben'in kontrolü altına getir.
27.
Yüce mutluluk, doğrusu, aklı çok huzurlu olan, tutkuları sakinleşmiş,
Brahman haline gelmiş ve günahtan kurtulmuş bu Yogi'ye gelir.
28.
Aklını sürekli olarak (Yoga uygulaması ile) meşgul tutan, günahlarından
kurtulmuş Yogi, kolayca Brahman'la olan irtibatın ebedi mutluluğunun
tadını çıkarır.
29. Aklı Yoga ile uyumlu olan kişi, tüm varlıklarda
bulunan Özben'i görür ve tüm varlıkları Özben'de görür; her yerde hep
aynı şeyi görür.
30. Beni her yerde gören ve herşeyi Ben'de gören
kişi, ne Ben'den ayrılır ne de Ben ondan ayrılırım.
31. Birleşmiş
olup da, tüm varlıklarda bulunan Ben'i seven ve hürmet eden işte bu
Yogi, yaşam tarzı ne olursa olsun, Ben'de bulunur.
32. Ey Arcuna,
zevk de olsa, acı da olsa, Özben'in benzerliği yoluyla her yerde
ayniyeti gören kişiye en yüksek Yogi olarak bakılır.
Arcuna:
33.
Ey Krişna, aklın rahat durmamasından ötürü, öğrettiğin bu ayniyet
Yogasında süreğen bir devamlılık görmüyorum!
34. Doğrusu akıl rahat
durmamaktadır, şamatacıdır, güçlüdür ve teslim olmamaktadır, ey Krişna.
Ben aklı kontrol etmenin rüzgarı kontrol etmek kadar zor olduğunu
zannediyorum.
Krişna:
35. Ey koca kollu Arcuna, şüphesiz, aklın
kontrol edilmesi zordur ve akıl rahat durmamaktadır; ama uygulama ve
duyulara kapılmamakla akıl dizginlenebilir!
36. Bu Yoga'ya, kendine
hakim olmayanlarca ulaşımının zor olacağını düşünüyorum, ama kendine
hakim olan ve çabalayan kişi, (doğru) araçlarla buna ulaşır.
Arcuna:
37. İnancı olduğu halde kendine hakim olmayı başaramayan, aklı
Yoga'dan başka yerlere kayan, Yoga'da mükemmelliğe ulaşmayı başaramamış
kişiyi nasıl bir son bekler, ey Krişna?
38. Her ikisinden de düşerek
(hedeflerinin her ikisine de ulaşamayarak), Brahman yolunda yanılgıya
düştüğünden, parçalanmış bir bulut gibi, desteksiz yok olup gitmez mi?
39.
Ey Krişna, bu şüphemi tamamen Sen giderebilirsin, çünkü senin dışında
bu şüpheyi giderecek kimse yoktur.
Krişna:
40. Ey Arcuna, ne bu
dünyada, ne de bir sonraki dünyada onun için bir yıkım yoktur; ey
çocuğum, doğrusu iyilik yapan hiç kimsenin kederlenmesi söz konusu
değildir!
41. Erdemli dünyalara ulaşıp orada uzun yıllar boyunca
kaldıktan sonra, Yoga'dan düşmüş (Yoga'ya ulaşamamış) kişi arı ve
varlıklı bir evde tekrar doğar.
42. Ya da, hatta bilge Yogilerin
ailesinde doğar; doğrusu böyle bir doğumu bu dünyada başarmak çok
zordur.
43. Orada, o kişi bir önceki bedeninde elde ettiği bilgiyle
karşılaşır ve mükemmeliyet için çok daha fazla çabalar, ey Arcuna!
44.
Daha önceki uygulamaları yoluyla, kendisine rağmen doğar (kendisi
farkında olmasa bile, amaca ulaşır). Sadece Yoga'nın ne olduğunu bilmek
isteyen bile, Brahma'nın sözünü (kutsal kitaplara özgü bilgiyi) aşar.
45.
Ama, yılmadan çabalayan, günahlarından arınmış, bir çok doğumla
kademesel olarak mükemmelleşmiş bir Yogi en üstün hedefe ulaşır.
46.
Yoginin, çilekeşlerden ve hatta bilgi erbabından (metinlerin
çalışılmasıyla elde edilmiş bilgi) bile yüce olduğu düşünülür; o, fiilde
bulunan kişilerden de üstündür; bu yüzden bir Yogi ol, ey Arcuna!
47.
Ve inancı tam olup ve içsel varlığı Ben'de olarak, Ben'i seven ve Bana
hürmet eden Yogi'yi, tüm Yogi'lerin en samimisi sayarım.
Hari Om Tat
Sat
*) Brahmachari: Tensel zevkleri kontrol etme (Yama'lardan
biridir.)
**) Sankalpa: Hayal
7. BÖLÜM: BİLGELİK VE FARKINDALIK
YOGASI
Krişna:
1.Ey Arjuna, aklını Bana vererek, yoga
uygulayarak ve Bana sığınarak, Beni tamamen ve şüpheye düşmeden nasıl
bilebileceğini dinle!
2. Sana bu bilginin tamamını direkt
farkındalık ile birleştirerek vereceğim, bunu bildikten sonra, burada
bilinmesi gereken başka bir şey kalmaz.
3. Binlerce kişinin içinde,
belki bir kişi mükemmellik için çabalar; bu çabalayanların içinde bile
belki sadece biri Beni gerçekten tanır.
4. Toprak, su, ateş, hava,
esir (boşluk), akıl, zihin ve egoizm olarak Benim Doğam sekize
bölünmüştür.
5. Ey koca-kollu, bunlar benim düşük seviyeli
Prakriti*'mdir! Bunun bu dünyayı tutan yaşam cüzü olan benim yüksek
seviyeli Prakriti'mden farklı olduğunu bil.
6. Bunların ikisinin
(düşük ve yüksek seviyeli Prakritilerimin) tüm varlıkların rahmi
olduğunu bil. Bu sebepten dolayı, Ben tüm evrenin kaynağıyım ve
çözülmesiyim.
7. Ey Arcuna, Benden daha yüksek seviyede hiç bir şey
yoktur! Kıymetli taşların bir ipe geçirilmesi gibi, herşey sıra sıra
Bana bağlanmıştır.
8. Ey Arcuna, Ben sudaki lezzetim. Ben aydaki ve
güneşteki ışığım; Ben tüm Vedalardaki Om hecesiyim, esirdeki sesim ve
insandaki erkekliğim.
9. Topraktaki güzel kokuyum ve ateşin
parlaklığıyım, tüm varlıklardaki yaşamım; ve Ben çilekeşlerin çilesiyim.
10. Ey Arcuna, Beni tüm varlıkların ebedi tohumu olarak bil; Ben
zekilerin zekasıyım; ihtişamlı nesnelerin ihtişamıyım Ben!
11.
Güçlülerin arzu ve bağımlılıktan yoksun gücüyüm, ve Ben (tüm)
varlıklarda, Dharma'ya ters düşmeyen arzuyum, ey Arcuna!
12. Arı,
hareketli ve durağan olan her varlığın Ben'den türediğini bil. Onlar
Ben'dedir, yine de Ben onlarda değilimdir.
13. Doğanın üç değerinden
(guna'lar) çıkmış bu Doğalarla (durumlarla) yanılsanmış olduğundan, tüm
bu dünya Ben'i onlardan ayrı (gunaların üstünde olduğumu) ve değişmez
olarak bilmez.
14. Doğrusu, (doğanın) değerler(in)den yapılmış Benim
bu ilahi yanılsamamı aşıp geçmek zordur; bu yanılsamayı sadece Bana
sığınanlar aşıp geçebilir.
15. İnsanların en geri tabiatlısı olan
kötülük yapanlar ve yanılgı içinde olanlar Beni aramazlar; yanılsama
yoluyla bilgisi yok edilmişler ifritlerin yolunu takip ederler.
16.
Ey Arcuna, Beni seven ve hürmet eden erdemli kişiler dört çeşittir!
Istırap çekenler, bilgi arayanlar, zenginlik arayanlar ve bilgeler, ey
Bharataların efendisi!
17. Bunların içinde, şaşmaz değişmez bir
şekilde her zaman Bir olana adanmış olan bilge aşar geçer (en iyisidir);
çünkü Ben bilge için fazlasıyla değerliyimdir ve o da Benim için
değerlidir.
18. Gerçi, tüm bunlar yüce gönüllü varlıklardır; ama Ben
bilgeyi Kendi Özbenim sayarım; çünkü o, şaşmaz değişmez bir akılla,
yüce hedefi olarak sadece Bana yönelir.
19. Bir çok doğumdan sonra
bilge kişi, herşeyin Vasudeva (içsel Özben) olduğunun farkına vararak
Bana gelir; böyle büyük bir ruhu (Mahatma) bulmak çok zordur.
20.
Bilgeliği bu veya şu arzuyla sarsılanlar kendi doğalarına uygun bu veya
şu ayini izleyerek diğer tanrılara giderler.
21. Adanmış kişinin
saygı ve sevgi göstermek için inançla arzuladığı biçim ne olursa olsun,
onun bu inancını Ben sağlam ve sarsılmaz yaparım.
22. Bahşedilmiş bu
inançla kişi, ona (o biçime) saygı ve sevgi gösterir ve ondan
arzuladığı şeyleri sağlar, (ama aslında) bu varlıklar (sadece) Benim
tarafımdan takdir edilirler.
23. Doğrusu, kıt zekaya sahip bu
kişilerin elde ettiği ödüller (meyveler) geçicidir. Tanrılara sevgi ve
saygı duyanlar onlara giderler ama Bana adanmış olanlar Bana gelirler.
24.
Benim yüksek seviyeli, değişmez ve en mükemmel doğamı bilmeyen
aptallar, Tezahür etmememiş olan Ben'i tezahür etmiş olan olarak
düşünürler.
25. Ben Yoga Maya'da gizlenmiş olduğumdan herkese
(olduğum şekilde) tezahür etmem. Bu yanıgı içindeki dünya, doğmamış ve
yok edilmez olan Ben'i bilmez.
26. Ey Arcuna, Ben varlıkların
geçmişini, bugününü ve geleceğini bilirim, ama kimse Beni bilmez.
27.
Ey Barata, arzu ve nefretten doğan zıt kutupların yanılgısından dolayı,
tüm varlıklar doğumda yanılgıya tabiidir, ey Parantapa!
28. Ama,
günahları son bulmuş ve zıt kutupların yanılgısından kurtulmuş erdemli
fiilde bulunan kişiler, andlarında şaşmaz değişmez olarak kalarak, Bana
saygı ve sevgide bulunurlar.
29. İhtiyarlıktan ve ölümden kurtulmak
için çabalayanlar, Bana sığınarak, Özben'in ve tüm fiillerin tam bilgisi
olan Brahman'ın tamamen farkına varırlar,
30. Beni Adhibhuta
(elementlerle ilgili olan), Adhidaiva (tanrılarla ilgili olan) ve
Adhiyajna (kurbanla ilgili olan) ile bilenler, şaşmaz değişmez bir
akılla, ölüm anında bile Beni bilirler.
Hari Om Tat Sat
*)
Prakriti: Doğa
8. BÖLÜM: YOK OLMAZ BRAHMAN YOGASI
Arcuna:
1.
Bu Brahman nedir? Adhyatma (Atman'la ilgili olan) nedir? Ey kişilerin
en iyisi, fiil nedir? Adhibhuta diye açıklanan nedir? Ve Adhidaiva
denilen nedir?
2. Burada, bu bedendeki Adhiyajna kimdir ve nasıldır,
ey Madhu'yu yok eden? Ve nasıl oluyor da, ölüm anında, kendine hakim
olmuş kişi tarafından Sen bilinebiliyorsun?
Krişna:
3. Brahman
Yok Edilmez olandır, Yüce'dir. Onun öz doğasına İçsel-Farkındalık denir;
varoluşa ve varlıkların tezahürüne yol açan ve de onları destekleyen
(tanrılara sunulan) takdimler de fiil olarak adlandırılır.
4.
Adhibhuta (elementlerin bilgisi) Benim yok olan Doğamla alakalıdır ve
Puruşa ya da ruh Adhidaiva'dır; burada bu bedendeki Adhiyajna sadece
Ben'im, Ey bedenlenmişlerin en iyisi!
5. Ve kim bedenini terk
ederken ölüm anında sadece Beni hatırlamaya devam ederse, Benim
Varlığıma ulaşır; buna hiç şüphe yoktur.
6. Sonunda bedenini terk
ederken kim hangi varlığı düşünürse, sürekli o varlığı düşündüğünden, o
(kişi) sadece o varlığa gider, ey Kunti oğlu.
7. Bu yüzden, her
zaman sadece Beni hatırla ve savaş. Bana sabitlediğin (Benimle
özdeşleşmiş) akıl ve zihinle, şüphesiz sadece Bana geleceksin.
8.
Başka hiç bir varlığa doğru kaymayan, meditasyon alışkanlığından dolayı
şaşmaz değişmez hale gelmiş ve sürekli meditasyon yapan akılla, kişi
Yüce Kişi'ye, Parlak olana gider, ey Arcuna!
9. Kim; alim, kadim,
(tüm dünyanın) yöneticisi, atomdan daha küçük olan, herşeyin destekçisi,
kavranamaz biçimde olan, güneş gibi parlak ve cehaletin karanlığının
ötesinde olan üzerine
10. Ölüm anında sarsılmaz bir akıl,
bahşedilmiş adanma ve Yoga'nın gücüyle tüm yaşam-nefesini iki kaşının
arasına odaklayarak meditasyon yaparsa, o kişi parlak olan Yüce Kişi'ye
ulaşır.
11. Vedaları bilenlerce yok olmaz olarak açıklanmış olan,
kendine hakim (çilekeşlerin) ve tutkularından kurtulmuşların
girebileceği, bekarlık (iffet) uygulamasının yapıldığı bu arzuyu - bu
hedefi sana kısaca açıklayacağım.
12. Tüm kapılarını kapatarak,
aklını kalbine gömerek ve yaşam-nefesini kafasında tutarak,
konsantrasyon uygulamasıyla meşgul olarak,
13. Tek heceli Om'u
-Brahman'ı- mırıldanıp her zaman Beni hatırlayarak, kim bedenini terk
ederek bu şekilde ayrılırsa, yüce hedefe erişir.
14. Her zaman
şaşmaz değişmez olan, beni (uzun süre boyunca) sürekli olarak ve her gün
hatırlayan, (tek noktaya odaklı akılla) başka hiç bir şey düşünmeyen bu
Yogi bana kolayca ulaşır, ey Paratha!
15. Bana ulaşan bu büyük
ruhlar, bir daha acı dolu olan ve ebedi olmayan bu yerde (burada)
doğmazlar; onlar en yüksek mükemmelliğe ulaşmışlardır
(özgürleşmişlerdir).
16. Brahma'nın dünyası dahil, (tüm) dünyalar,
tekrar geri dönmeye mahkumdur, ey Arcuna! Ama kim bana ulaşırsa, ey
Kunti oğlu, bir daha doğmaz!
17. Bir Brahma gününün bin Yuga*
boyunca sürdüğünü, ve bir gecenin de bin Yuga boyunca sürdüğünü
bilenler, gece ve gündüzü bilenlerdir.
18. Tüm tezahür etmiş olanlar
"gün"ün gelmesiyle tezahür etmemiş olandan türerler ve doğrusu
"gece"nin gelişiyle de sadece tezahür etmemiş olan diye adlandırılanda
çözünür giderler.
19. Tekrar ve tekrar doğan bu aynı kalabalık
varlıklar gecenin gelişiyle (tezahür etmemiş olan içinde) çaresizce
çözünürler ve günün gelişiyle tekrar ortaya çıkarlar, ey Arcuna.
20.
Ama doğrusu tezahür etmemiş olandan daha yüksek olan bir başka tezahür
etmemiş (yaratıcı zeka ve Doğanın üstünde) Ebedi vardır ki, O tüm
varlıklar yok edildiğinde yok olmaz.
21. Tezahür etmemiş olan ve Yok
Olmaz Olan olarak adlandırılanın, en yüksek hedef (yol) olduğunu
söylerler. O'na ulaşan bir daha (doğum ve ölüm çarkına) geri dönmez. Bu
Benim en yüksek meskenimdir (durumumdur).
22. Tüm varlıkların içinde
bulunan ve herşeyin O'ndan yayıldığı bu en yüksek Purusha'ya, ey
Arcuna, sadece O'na yapılan ve yolundan sapmayan bir adanma ile
ulaşılır.
23. Şimdi sana, ayrılış vaktinde hangi Yogi'lerin dönüp
hangilerinin dönmediğini anlatacağım.
24. Ateş, ışık, gündüz, Ayın
aydınlık onbeşi, güneşin kuzey yolundaki altı ayı (kuzey gündönümü)
sırasında ayrılan, Brahman'ı bilenler Brahman'a giderler.
25. Duman,
gece-vakti, Ayın karanlık onbeşi ya da güneşin güney yolundaki altı ayı
(güney gündönümü) ile ayın ışığına ulaşan Yogi'ler geri döner.
26.
Dünyanın parlak ve karanlık yollarının doğrusu ebedi olduğu düşünülür;
biriyle (parlak olanla) kişi tekrar geri dönmez, ve diğeriyle kişi geri
döner.
27. Bu yoları bilerek, Arcuna, hiç bir Yogi aldanmaz! Bu
yüzden, her zaman Yoga'da sebat et.
28. (Metinlerde) bahsedilen ve
Vedalardan (okunulup öğrenilmesinden), kurbandan (-ın uygulanmasından),
çile (uygulamalarından) ve hediyelerden (sunulmasından) doğan meyveler
ya da hak edişler ne olursa olsun, bunu (bu yolları) bilen Yogi tüm
bunların ötesine gider; ve yüce ilksel meskene ulaşır.
Hari Om Tat
Sat
*) Yuga: Çağ
göre, Mahabharata hint destanının özünü içerdiği söylenir. Elimizde
bulunan tarihsel verilere göre, Gita, Musa'dan 1700 yıl, Buddha'dan 2500
yıl, İncil'den 3000 yıl, Kur'an'dan 3800 yıl önceye denk gelen; MÖ 3102
yılında Pandava ve Kaurava aileleri arasında geçen bir savaş meydanında
yazılmıştır.Üşenmeden okuyun.Çünkü çok önemli bilgiler
içeriyor.İnsanlığın semavi dinlerden önce de ne kadar ileri boyutlarda
varoluş bilgisine sahip olduğunu göreceksiniz.5000 sene önce kozmik bir
bilincin var olduğuna şahit olacaksınız.Semavi dinlerin bu
farkındalıktan uzaklaşarak yozlaşan insanlığa yeniden bir yükseliş
ivmesi kazandırmak için oluşturulduğunu anlayacaksınız.
Bu kitabın
ruhsal yolda hepinize ışık tutmasını dilerim.
1. BÖLÜM: ARCUNA'NIN
ÜMİTSİZLİĞİ
Dhritaraştra*:
1. Ey, Sancaya, kutsal Kurukşetra
ovasında savaşmak için istekli olarak bir araya gelen Pandu'nun oğulları
ve benim insanlarım ne yaptılar?
Sanjaya:
2. Pandava*'ların
ordusunu savaş sırasında görünce, Kral Duryodhana* öğretmenine
başvurarak şöyle dedi:
3."Görün, Öğretmenim, akıllı öğrenciniz
Drupada'nın oğlunun dizdiği Pandu'nun oğullarının bu kuvvetli ordusunu!
4.
"Burada kahramanlar var, büyük okçular, Bhima* ve Arcuna'ya savaşta eş
olanlar var, Yuyudhana, Virata ve Drupada,
5. "Driştaketu, Çekitana
ve Kasi'nin güçlü kralı, Purucit, ve Kuntibhoca ve Saibya, en iyi
adamlar,
6. "Güçlü Yudhamanyu, ve cesur Uttamaucas, Subhadra'nın
oğlu ve Draupadi'nin oğulları, tüm büyük kahramanlar.
7. "Ey tekrar
doğanların en iyisi, aramızda en çok farkedilen isimleri de, ordumun
liderlerini de bil! Bunu bilgin olması için söylüyorum.
8. "Sen ve
Bişma, ve Karna ve Kripa, savaşta zafer kazananlar; Asvatthama, Vikarna,
ve Somadatta'nın oğlu Jayadratha.
9. "Ve ayrıca çeşitli silahlar ve
misillerle silahlanmış, benim için hayatını feda eden nice kahraman, ki
hepsi de savaş için fazlasıyla yetenekliler.
10. "Bhişma*
tarafından yönetilen bu ordumuz yetersizdir, Bhima tarafından yönetilen
onların ordusu ise yeterlidir.
11. "Bu yüzden, ordudaki sayısız
bölümdeki rütbeniz ne olursa olsun, hepiniz sadece Bhişma'yı koruyun."
12.
Kaurava'nın en büyüğü olan Bhişma, Duryodhana'yı neşelendirmek için bir
aslan gibi kükredi ve borusunu öttürdü.
13. Bhişma'yı takiben
borular ve bakır davullar, tefler ve davullar bir anda sessizliği
yırttı; ses müthişti.
14. Sonra, Madhava (Krişna), ve Pandu'nun oğlu
(Arcuna) beyaz atların çektiği muazzam at arabasında oturarak ilahi
borularına üflediler.
15. Hrişikesa "Pançacanya*"ya ve Arcuna
"Devadatta*"ya üfledi, ve korkunç işler yapan Bhima ise büyük boru
"Paundra*"ya üfledi.
16. Kunti'nin oğlu Yudhisthira "Anantavijaya"ya
üfledi, ve Sahadeva ve Nakula "Manipushpaka" ve "sughoşa" borularına
üflediler.
17. Kasi'nin kralı, mükemmel okçu Sikhandi, güçlü
araba-savaşçısı Dhristandyumna ve Virata ve yenilmez Satyaki;
18.
Drupada ve Draupadi'nin oğulları, ve Subhadra'nın güçlü bilekli oğlu,
hepsi kendi borularına üflediler.
19. Heybetli ses yeri göğü
inleterek Dhritaraştra'nın yandaşlarının kalplerinde bir delik açtı.
20.
Ey yeryüzünün Efendisi! Sonra, Dhritaraştra'nın yandaşlarının
dizildiğini ve silahların patlamak için hazır beklediğini gören, nişanı
bir maymun olan Pandu'nun oğlu Arcuna, yayını kaldırdı ve Krişna'ya
şöyle dedi.
Arcuna:
21.-22. Ey Krişna, arabamı her iki ordu
arasına sür ki, kimin bu kadar istekle savaşmak istediğini görebileyim
ve savaş başladığında önce kiminle savaşmam gerektiğini bileyim.
23.
Çünkü ben burada kötü-fikirli Duryodhana'yı savaşta memnun etmek için
savaşmaya gelenleri görmeyi arzu ediyorum.
Sancaya:
24. Krişna,
Arjuna tarafından verilen talimata göre, Dhritaraştra'lardaki en iyi
arabayı iki ordu arasına sürdü.
25. Bhişma ve Drona ve dünyanın tüm
hükümdarlarının önünde şöyle dedi: "Ey Arcuna, İşte tüm bu Kuru'lar* bir
aradalar!"
26. O zaman, orada duran Arcuna büyükbabaları ve
babaları, öğretmenleri, büyük amcaları, abileri, oğulları, torunları ve
arkadaşları da gördü.
27. Her iki orduda kayınpederleri ve
arkadaşları da gördü. Kunti'nin* oğlu Arcuna, tüm bu akrabaları dizilmiş
görünce büyük bir acımayla dolu olarak üzgün konuştu.
Arcuna:
28.
Ey Krişna, savaşmaya hevesli olarak dizilmiş bu akrabalarımı görünce,
29.
Elim kolum tutmuyor, ağzım kuruyor, bedenim titriyor, tüylerim diken
diken oluyor.
30. Yayım "Gandiva" elimden kayıyor, tenim yanıyor;
ayakta bile duramıyorum, başım dönüyor.
31. Ve ben kötü bir gelecek
görüyorum, Ey Kesava! Bir savaşta kendi akrabalarımı öldürmekte iyi bir
yan görmüyorum.
32. Ey Krişna, ne zaferi arzuluyorum, ne zevki, ne
de krallıkları! Ey Krişna, hakimiyetin ya da zevklerin veya hatta
yaşamın bize faydası nedir ki?
33. Adına, krallık, zevk ve eğlence
arzuladıklarımız, yaşamı ve zenginliği terk ederek bu savaşta yer
alıyor.
34. Öğretmenler, babalar, oğullar ve ayrıca dedeler,
torunlar, kayınpederler, büyük amcalar, damatlar, akrabalar, -
35.
Onlar beni öldürse bile, hatta, bırak sadece bu dünyayı, üç dünya
üzerinde hakimiyet sağlama uğruna bile ben onları öldürmek istemiyorum,
Ey Krişna.
36. Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmekte ne gibi bir
zevk olabilir, Ey Janardana*? Bu suçluları öldürmekle sadece günah
işlemiş oluruz.
37. Bu yüzden, bizler akrabalarımız olan
Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmemeliyiz; kendi insanlarımızı
öldürerek nasıl mutlu olabiliriz ki, Ey Krişna?
38. Onlar zihinleri
açgözlülükle dolu olduğundan aileleri yok etmekte bir kötülük ve
arkadaşlara düşmanlıkta bir günah görmüyorlarsa da,
39. Neden bir
ailenin yok edilmesindeki kötülüğü net olarak görebilen bizler bu günaha
sırtımızı dönmeyi öğrenmemeliyiz, Ey Krişna?
40. Bir ailenin yok
edilmesiyle, o ailenin hatırlanamayacak kadar eski dini ayinleri de yok
olur; ruhsallığın yok edilmesiyle, tüm ailede Yaradan'a karşı
saygısızlık hüküm sürer.
41. Ey Krişna, Yaradan'a karşı
saygısızlığın ortaya çıkışıyla, ailedeki kadınlar fırsatçı olurlar ve
kadınlar fırsatçı olunca, tüm kastlar birbirine karışır.
42.
Kastların birbirine karışması ise aileleri doğrayanları cehenneme
götürür, çünkü pirinç ve su takdim etmeyen onların ataları da (buraya)
düşmüşlerdir.
43. Aileyi yok ederek kastların karışmasına sebep olan
bu kötü işlerle, kastların ebedi dini ayinleri ve aileler de yok
edilirler.
44. Ey Krishna, bizler duyduk ki, bu kaçınılmaz olan
(yer), ailelerindeki dini uygulamaların yok edildiği bu kişiler için,
bilinmeyen bir süre boyunca meskendir.
45. İşte! Bizler bir
krallığın zevklerinin açgözlülüğü içinde akrabalarımızı öldürmeye
hazırlanırken büyük bir günahın içine girdik.
46. Eğer
Dhritaraştra'nın oğulları ellerinde silahlarla beni savaşta kılıçtan
geçirmeleri gerekiyorsa, karşı koymamam ve silahlanmamam benim için daha
iyi olur.
Sancaya:
47. Savaş alanının ortasında bunu
söyleyerek, Arcuna içi üzüntü dolu olarak okunu ve yayını bıraktı,
arabasının içine oturdu.
Hari Om Tat Sat
*)Dritraştra:
Arcunanın rakibi olan ordunun kör kralı
Pandava: Arcuna'nın bir adı
Duryodhana:
Arcuna'nın rakibi olan ordunun kralı
Bhima: Yiğit bir asker
Bhişma:
Rakip ordu kumandanı
Pançacanya, Devadatta, Paundra: Bhima, Arcuna
ve Hrişikesa'nın borularının adları
Kuru: Arcuna'nın rakibi orduda
yer alan bir aile
Kunti: Arcuna'nın ailesi
Janardana: Krişna'nın
bir başka adı
2. BÖLÜM: SANKHYA YOGA
Sancaya:
1. Acıma
duygusuna yenilmiş ve ümitsiz olan, gözleri yaşla dolu ve alt üst olmuş
olan Arcuna'ya, Krişna şu sözleri söyledi:
Krişna:
2. Böylesine
tehlikeli, senin için değerli olmayan, zarif olmayan ve sana cennetin
kapılarını kapatan bu sıkıntı nereden geliyor, ey Arcuna?
3.
İktidarsızlığı bırak, Ey Pritha oğlu, Arcuna! Bu sana yakışmıyor.
Kalbinin bu zayıflığını bir kenara bırak. Ayağa kalk!
Arcuna:
4.
Ey Madhusudana, hürmet gösterilmesi gereken Bhişma ve Drona'ya karşı
nasıl oklarla savaşırım?
5. Bu dünyada sadaka kabul etmek, bu en
soylu öğretmenleri kılıçtan geçirmeye yeğdir. Eğer onları öldürürsem, bu
dünyadaki zenginlik ve arzularımın eğlencesi bile onların kanıyla
lekelenecektir.
6. Hangisinin daha iyi olduğunu söylemek zor olacak:
Onlara karşı zafer kazanmak mı yoksa onların bir zafer kazanması mı.
Yaşamasını arzulamadığımız Dhritaraştra'nın oğulları, kılıçtan
geçirildikten sonra bile, bizimle yüz yüze gelecektir (gözümüzün önünden
gitmeyecektir).
7. Kalbim acıma duygusuyla doldu, görevimin ne
olduğu konusunda aklım karıştı. Sana soruyorum: Benim için neyin iyi
olduğuna karar vererek söyle. Senin öğrencinim. Sana sığındım, söyle
bana.
8. Bu dünyada refah içinde rakipsiz bir hakimiyete ulaşsam ya
da tanrılar üzerinde efendi olmayı başarsam bile, bunların duyularımı
yakan bu kederi ortadan kaldıracağını sanmıyorum.
Sancaya:
9.
Hrişikesa'ya bunları söyleyerek, hasımların yokedicisi Arcuna, Krişna'ya
"Savaşmayacağım" dedi ve sessizliğe büründü.
10. İki ordu arasında
ümitsiz olan Arcuna'ya, Sri Krişna gülümsermiş gibi şu sözleri söyledi!
Krişna:
11. Kederlenilmemesi gerekenler için kederleniyorsun ve bilgelik
sözleri söylüyorsun. Bilge olanlar ne yaşayanlar için ne de ölüler için
kederlenmezler.
12. Ne ben, ne de bu insanların hükümdarlarının var
olmadığı, ne de bizlerin bundan sonra var olmayacağı hiç bir zaman
dilimi yoktur.
13. Ruhun bu bedenin içinde çocukluktan gençliğe ve
yaşlılığa geçmesi gibi, kişi de bir başka bedene geçer; hikmet sahibi
kişi bunun için kederlenmez.
14. Ey Kunti oğlu, sıcağa ve soğuğa,
zevke ve acıya sebep olan duyuların nesnelerle irtibatının bir
başlangıcı ve bir sonu vardır; bunlar geçicidir; bunlara cesurca dayan,
Ey Arcuna!
15. Bunlardan etkilenmeyen, zevk ve acı onun için aynı
olan bu hikmet sahibi kişi, ölümsüzlüğü başarmaya yaraşır!
16.
Gerçek olmayanın varlığı yoktur; Gerçek olanın varlığının olmaması diye
bir şey yoktur; bu ikisiyle ilgili gerçek, Gerçek'i bilenlerce görülür.
17.
Herşeyin ondan ortaya çıktığı O'nun yok edilemez olduğunu bil. Hiç bir
şey Yokolmaz olan, O'nun yıkımına sebep olamaz.
18. Ebedi olan, yok
edilemez olan ve ölçülemez olan Özben'in bu bedenlerinin bir sonu
vardır. Bu yüzden savaş, ey Arcuna!
19. Kim Özben'in kılıçtan
geçiren olduğunu düşünürse, ve kim O'nun kılıçtan geçtiğini düşünürse,
her ikisi de bilmiyordur; O ne kılıçtan geçirir ne de kılıçtan geçer.
20.
O, doğmamıştır ve ölmeyecektir; beden öldükten sonra O, tekrar yok
olmaz. Doğmamış, ebedi, değişmez ve kadim olarak O, beden öldürüldüğünde
öldürülmez.
21. O'nun yok edilemez, ebedi, doğmamış ve tüketilemez
olduğunu bilen biri, nasıl kılıçtan geçirir ya da kılıçtan geçer, ey
Arcuna?
22. Tıpkı bir kişinin eski elbiselerini bir kenara atması
gibi, bedenlenmiş Özben de eski bedenlerini bir kenara atar ve
yenilerinin içine girer.
23. O'nu silahlar kesmez, ateş yakmaz, su
ıslatmaz, rüzgar kurutmaz.
24. Bu Özben kesilemez, yakılamaz,
ıslatılamaz ya da kurutulamaz. O ebedidir, herşeyi kaplayandır,
sabittir, kadimdir ve hareketsizdir.
25. Bunun (Özben'in) tezahür
etmemiş olan, düşünülemez olan ve değişmez olan olduğu söylenir. Bu
yüzden, bunun böyle olduğunu bildiğine göre, kederlenmemelisin.
26.
Ama O'nun sürekli olarak doğduğunu ve öldüğünü düşünüyorsan bile, ey
koca-kollu, o zaman bile kederlenmemelisin.
27. Doğum için ölüm
kesindir ve ölüm için doğum kesindir; bu yüzden, bu kaçınılmaz olan için
kederlenmemelisin.
28. Varlıklar kendi başlangıçlarında görünmez
olanlardır, orta safhada görünürler ve sonunda yine görünmez olurlar, ey
Arcuna! Bunda kederlenecek ne var?
29. Kişi Özben'i bir harika
olarak görür; bir başkası O'ndan harika diye bahseder; bir başkası O'nun
harika olduğunu işitir; yine de bunu duymakla hiçbiri O'nu anlamaz.
30.
Bu, herkesin bedenine nüfus etmiş olan hiç bir zaman yok edilemez
olandır, ey Arcuna! Bu yüzden hiç bir varlık için kederlenmemelisin.
31.
Ayrıca, görevini göz önüne alırsan, tereddüt etmemelisin, çünkü bir
Kşatriya* için doğruluk adına yapılan bir savaştan daha üstün hiç bir
şey yoktur.
32. Ey Arcuna, Cennetin kapılarını açmak için gelen
böyle bir savaşta savaşmak için çağrılan Kşatriya'lar mutludurlar.
33.
Ama, eğer bu doğruluk adına yapılan savaşta savaşmazsan, o zaman
görevini ve ününü bırakarak günah** işlemiş olursun.
34. İnsanlar da
senin bu daimi onursuzluğunu nakledeceklerdir; ve onurlanmış biri için
onursuzluk ölümden beterdir.
35. Bu heybetli araba-savaşçıları senin
korktuğun için bu savaştan çekildiğini düşüneceklerdir ve seni
fazlasıyla düşünen bu kişiler tarafından hafife alınacaksın.
36.
Ayrıca senin gücüne bahane arayan düşmanların da bir çok fesat söz
söyleyeceklerdir. Bundan daha acı verici ne olabilir!
37. Kılıçtan
geçersen, cennete gideceksin; zafer kazanırsan, dünyanın zevkini
çıkaracaksın; bu yüzden ey Kunti oğlu, savaşmaya karar vererek kalk!
38.
Zevk ve acının, kazanç ve kaybın, zafer ve yenilginin eş değerli
olduğunu bilerek, savaşı savaşmak adına yap; böylelikle günah işlememiş
olursun.
39. Sana şimdiye dek öğretilen Sankhya bilgeliğidir. Şimdi,
fiilin zincirlerini kırabilmeni sağlayan Yoga bilgeliğini dinle, ey
Arcuna!
40. Bunda, ne çabaların kaybı vardır, ne de bir zararı
vardır. Bu bilginin en azı bile, kişiyi büyük korkulardan korur.
41.
Ey Kuru'ların neşesi, burada bir tek-noktaya-odaklı kararlılık vardır!
Dallı budaklı ve sonsuz olan düşünceler kararsızlarındır.
42. Ey
Arcuna, bilge-olmayanlar Vedalardaki kelimeleri övmeyi zevk sayarak
süslü sözler söylerler ve "Başka bir şey yok!" derler.
43. Arzuyla
dolu olarak, hedeflerini cennet yaparak, doğumu kişinin fiillerinin
ödülü yapan söylevlerde bulunurlar ve zevk ve güce erişmenin özel
yollarını açıklarlar.
44. Akılları bu tip bir öğretiyle çelinmiş,
arzu ve güce bağımlı olan bu kişiler için meditasyon ve Samadhi'ye
yönelen bu kesin gerçek tezahür etmez.
45. Vedalar Doğanın üç
değeriyle ilgilidirler; sen bu üç değerin de üzerinde ol, ey Arcuna! Zıt
kutuplardan*** kendini kurtar ve açgözlü ve istifçi düşüncelerden
kurtularak her zaman Sattva**** değerinde kal ve Özben'de bulun.
46.
Özben'i bilen bir Brahmana için, tüm Vedalar bir su kaynağının
yanıbaşındaki bir su haznesinde duran su gibidir.
47. Görevin sadece
çalışmaktır ama asla meyveleri için değil; ne fiilin meyvelerinin seni
çalışman için motive etmesine izin ver, ne de bağımlılığının seni
fiilsizliğe itmesine izin ver.
48. Ey Arcuna, sürekli olarak Yoga'da
bulunarak, bağımlılığı terk ederek ve başarı ve başarısızlıkta dengede
durarak fiilde bulun! Akıldaki dengeliliğe Yoga denir!
49. Fiil,
bilgelik Yoga'sından çok daha düşük seviyelidir, ey Arcuna! Bilgeliğe
(aklın dengeliliğine) sığın, motivasyonları meyveler olanlar
zavallıdırlar.
50. Bilgelik verilmiş kişi bu yaşamda iyi ve kötü
hareketlerinin ikisinden de sıyrılır; bu yüzden kendini Yoga'ya ada;
Yoga fiildeki ustalıktır.
51. Bilge olan, bilgiye sahip olarak,
fiillerinin meyvelerinden vaz geçerek ve doğum prangasından kurtularak
tüm kötülüklerin ötesindeki yere gider.
52. Zihnin yanılgı
batağından kurtulduğunda, şimdiye dek söylenmiş olan ve söylenecek olan
herşeye karşı kayıtsız kalırsın.
53. Duymuş olduklarınla karışmış
olan zihnin hareketsiz kalıp, Özben'de sabit kaldığı zaman
İçsel-Farkındalığa ulaşmış olacaksın.
Arcuna:
54. Ey Krişna,
bilgelik sahibi kişiyi, sürekli Samadhi'de bulunan kişiyi nasıl
tanımlarsın? Hikmet sahibi olanlar nasıl konuşur? Nasıl oturur? Nasıl
yürürler?
Krişna:
55. Ey Arcuna, kişi aklın tüm arzularını
tamamen bir kenara attığında ve tatmini Özben yoluyla Özben'de
bulduğunda, o kişinin bilgeliğe sürekli sahip olanlardan biri olduğu
söylenir.
56. Zorluklarla dalgalanmayan bir akla sahip olan,
zevklerin peşinden koşmayan ve bağımlılıktan, korkudan ve öfkeden
kurtulmuş kişiye şaşmaz değişmez bilgiye sahip hikmet sahibi denir.
57.
Bağımlı olmadan her yerde olan, iyi ve kötü birşeyle karşılaştığında ne
sevinen ne de nefret eden kişinin bilgeliği sabittir.
58. Bir
kaplumbağanın bacaklarını içeri çekmesi gibi duyularını
duyu-nesnelerinden geri çeken kişinin bilgeliği sağlamdır.
59. Duyu
nesneleri (geride) özlemi bırakarak bu perhizkar kişiyi bırakır
giderler; ama bu özlem de Yüce olanı görünce geçer gider.
60. Ey
Arcuna, çalkantılı duygular, bilge kişi (onları kontrol etmek için)
uğraşsa da, aklını fazlasıyla büyüler.
61. Kişi, hepsini
dizginleyerek sabit oturmalı ve dikkatini Bana vermelidir; duyuları
kontrol altında olanların bilgeliği sabittir.
62. Kişi nesneleri
düşündüğünde, bunlara karşı bir bağımlılık ortaya çıkar; bağımlılıktan
arzu doğar; arzudan öfke doğar.
63. Öfkeden yanılgı gelir;
yanılgıdan aklın yitimi; aklın yitiminden ayrım kabiliyetinin çöküşü
gelir; ayrım kabiliyetinin yok oluşuyla kişi mahvolur.
64. Ama
duyularını dizginleyip, bağımlılıktan ve reddetmekten kurtularak
nesneler arasında dolaşan kendine hakim kişi huzura erişir.
65. Bu
huzurda tüm acılar yok edilir, sakin bir akla sahip kişinin zihni kısa
zamanda sabitleşir.
66. Düzenli ve ciddi olmayanın Özben bilgisi
olamaz, ve düzenli ve ciddi olmayanın meditasyon yapması (da) mümkün
değildir; ve meditatif olmayan biri huzurlu olamaz; ve huzuru olmayan
kişi nasıl mutlu olabilir?
67. Dolanıp duran duyuların uyanmasını
takip eden akıl için, ayrımcılık yeteneği rüzgarın su üstündeki tekneyi
alıp götürmesi gibi yiter gider.
68. Bu yüzden ey koca kollu Arcuna,
duyularını duyu-nesnelerinden tamamem geri çekebilenlerin bilgisi
şaşmaz değişmezdir.
69. Tüm varlıklar için gece olanda, kendini
kontrol edebilen uyanıktır; tüm varlıkların uyanık olduğu ise gören
bilge için gecedir.
70. Tüm arzuları, suların okyanusa girmesi gibi
girip, her yönden dolan (ve) hareketsiz kalan kişi huzura kavuşur;
arzularla dolu olan kişi ise huzura ulaşamaz.
71. Tüm arzularını
terk ederek, özlem duymadan, "benim" duygusu (sahiplenme duygusu)
olmadan ve egoizmden yoksun olarak hareket eden kişi huzura erer.
72.
Ey Pritha'nın oğlu, bu Brahman'nın (ebedi durum) koltuğudur. Buna
ulaştığında, kimse artık yanılmaz. Yaşamının sonunda olsa bile kişi
burada bulunarak, Brahman'la birliğe kavuşur.
Hari Om Tat Sat
*)
Hint kast sistemi dört sınıftan ve kast dışı beşinci bir sınıftan
oluşur.
1. Brahmanlar: Kendilerini Tanrı'ya adayanlardır.
2.
Kşatriyalar: Hükümdarlar, yöneticilerdir.
3. Vaisyalar: Ticaretle
uğraşırlar.
4. Sudralar: Hizmetlilerdir.
5. Kast dışılar:
Köleler
**) Günah: Sami dinlerinde geçen günah kavramı "Tanrı'ya
karşı işlenen bir itaatsizlik ve nankörlük olarak ya da Tanrı
buyruklarına aykırı olduğuna inanılan, dince suç sayılan iş ya da
davranış" olarak geçmektedir. Ancak, Bhagavat Gita'da geçen günah
kelimesi aslında Patanjali'nin Yoga Sutra'larında da geçen "engel"
anlamında kullanılmıştır.
Yani, günah kelimesi, yanlış bir davranışı
izleyen olumsuz etkiyi ve bu davranışın sonucunda uyanan ve içimizdeki
Atman'ın ışığını karartan cehalet bulutudur.
***) Zıt kutuplar: Acı
ve zevk, sıcaklık ve soğukluk, zenginlik ve yoksulluk gibi her türlü
tezatı kapsar.
****) Enerjinin (Doğanın) üç değeri vardır:
Sattva:
Saflık
Rajas : Hareket, tutku
Tamas : Karanlık, ölü, durağanlık
Bu değerlerin yiyecekler yönünden incelenişini Yoga diyeti
bölümünde incelemiştik.
3. BÖLÜM: FİİL YOGASI
Arjuna:
1. Ey
Krişna, bana bilginin fiilden üstün olduğunu öğretiyorsan, o halde ey
Kesava, niye benim bu korkunç fiilde yer almamı istiyorsun?
2. Bu
açıkça zihni karıştıran sözlerinle kafamı karıştırıyorsun; bu yüzden
ilahi mutluluğa ulaşacağım tek ve kesin yolu söyle.
Krişna:
3.
Daha önce de dediğim gibi, bu dünyada iki tip yol vardır, ey günahsız
olan, Sankhya'ların bilgi yolu ve Yogi'lerin fiil yolu!
4. Sadece
fiilde bulunmamayla kişi fiilsizliğe erişmez, aynı şekilde sadece terkle
kişi mükemmeliyete ulaşmaz.
5. Doğrusu, kimse bir an için bile olsa
fiilde bulunmadan duramaz; Doğa'dan doğan değerlerden* dolayı herkes
çaresiz fiilde bulunmaktadır.
6. Fiil organlarını** dizginlerken bir
yandan da zihnen duyu-nesnelerini düşünen kimse yanlış anlayışından
dolayı, ikiyüzlü olarak adlandırılır.
7. Ama, ey Arcuna, aklıyla
duyuları kontrol ederken, kendisini bağımlı olmadan fiil organlarıyla
Karma Yoga ile meşgul eden kişi herşeyi aşar.
8. Yapman gereken
görevi yap, çünkü fiil fiilsizliğe yeğdir ve hatta sadece bedenin
idamesi için bile fiilsiz kalman mümkün değildir.
9. Dünya fiillerle
bağlıdır, kurban adına yapılmış fiillerle değil; bu yüzden, ey Kunti
oğlu, sadece kurban adına, bağımlılıktan kurtulmuş olarak fiilde bulun.
10.
Yaradan, yaradılışın başında insanoğluyla birlikte kurbanı yaratmış ve
"sizler bununla çoğalacaksınız; bu sizin arzularınızın süt veren ineği
olsun (arzuladığınız nesneleri size o versin)" demiştir.
11. Bununla
tanrıları beslersiniz ve tanrılar da sizi beslerler; böylece biri
diğerini besleyince en yüksek iyiye ulaşacaksın.
12. Kurbanla
beslenen tanrılar sana arzuladıklarını verirler. O halde, tanrılara bir
şey sunmadan onlardan gelen nesnelerin tadını çıkaranlar, gerçek birer
hırsızdırlar.
13. Kurbanın artıklarını yiyen dürüst kişiler
günahlarından arınmıştır; ama sadece kendileri adına yemek pişiren
günahkarlar, doğrusu günah yemiş olurlar.
14. Besinden varlıklar,
yağmurdan besin; kurbandan yağmur oluşur ve kurban fiilden doğar.
15.
Fiilin Brahma'dan geldiğini bil ve Brahma Yok olmaz olandan çıkmıştır.
Bu yüzden, her-şeye-nüfuz-eden Brahman hep kurbanda bulunur.
16.
Dönmekte olan bu çarkı takip etmeyen, duyularını memnun ederek günahkar
bir yaşam süren kişi, boşuna yaşamaktadır, ey Arcuna!
17. Ama sadece
Özben'deyken memnun olan, Özben'le tatmin olan, sadece Özben'de mutlu
olan kişinin, doğrusu yapacağı bir şey yoktur.
18. O kişinin
yapılmış olan ya da yapılmamış olan herhangi bir şeyde çıkarı yoktur; ve
hiç bir şey için hiç bir varlığa bağlı olmaz.
19. Bu yüzden,
bağımlı olmadan, her zaman yapılması gereken fiilde bulun; çünkü bağımlı
olmadan fiilde bulunmakla, kişi Yüce Olan'a ulaşır.
20. Janaka ve
diğerleri mükemmeliyete sadece fiil yoluyla ulaşmıştır; hatta kitlelerin
korunması açısından da fiilde bulunmalısın.
21. Büyük bir kişi ne
yaparsa, diğerleri de onu yapar; o kişi neyi standart olarak belirlerse,
tüm dünya o standardı takip eder.
22. Ey Arcuna, üç dünyada da
Benim tarafımdan ne yapılması gereken bir şey var, ne de başarılması
gereken başarılmamış bir şey var; yine de Ben fiilde bulunuyorum.
23.
Çünkü Ben yorulmadan sürekli olarak fiilde bulunmazsam, herkes her
şekilde (beni örnek alarak) Benim Yol'umu takip ederdi, ey Arcuna!
24.
Fiilde bulunmasaydım, bu dünyalar yok olurdu; kastların birbirine
karışmasının ve bu varlıkların yok oluşunun sebebi ben olurdum.
25.
Cahil kişi nasıl fiile bağımlı olarak hareket ederse, ey Barata, bilge
olan da bağımlı olmadan, dünyanın refahını isteyerek hareket etmelidir!
26.
Bilge kişilerin hiç biri fiile bağımlı olan cahillerin akıllarını
tedirgin etmesin; bilge kişi onları fiile teşvik ederken, kendisi bu
fiilleri adanmayla yapar.
27. Tüm fiiller her durumda sadece
Doğa'nın değerlerinden ortaya çıkarlar. Aklı egoizmden dolayı yanılgı
içinde olan kişi ise "Yapan benim." diye düşünür.
28. Ama, ey koca
kollu Arcuna, değerler ve değerlerin işleyişi hakkındaki farklarla
ilgili gerçeği bilen kişi, duyular olarak Guna'ların, duyu-nesneleri
olarak Gunalar arasında hareket ettiğini bilerek bunlara bağlanmaz.
29.
Doğa'nın değerlerinden dolayı yanılgı içinde olanlar değerlerin
işleyişlerine bağımlıdır. Mükemmel bilgiye sahip olanlar, bu bilgiye
sahip olmayan bu aptalları rahatsız etmemelidir.
30. Tüm fiilleri
Benim için terk ederek, aklın Özben'de odaklanmış, umuttan ve egoizmden,
ve (mental) ateşten kurtulmuş olarak savaş.
31. Benim bu öğretimi
düzenli olarak inançla ve bahaneler aramadan uygulayan kişiler de
fiilden özgürleşirler.
32. Ama Öğreti'me kusur bularak onu
uygulamayanların, bilgide yanılgı içinde olup ayrım güçleri olmayanların
yıkıma mahkum edildiklerini bil.
33. Bilge kişi bile kendi doğasına
uygun bir şekilde hareket etmektedir; varlıklar doğayı takip ederler;
bu duruma baskı altında tutma (dizginleme) ne yapabilir ki?
34. Duyu
nesnelerine olan bağımlılık ve nefret, duyularda bulunur; kimse
bunlardan birinin etkisi altına girmesin, çünkü bunlar düşmanlarınızdır.
35. Kişinin mükafatı olmasa bile kendi görevini yapması, daha iyi
yapacak olsa bile bir diğerinin görevini yapmasından daha iyidir.
Kişinin kendi görevini yaparken ölmesi; bir başkasının görevini korkuyla
yapmasına yeğdir.
Arcuna:
36. Ama istemese bile, kişiyi zorla
günah işlemeye ne sevk eder, ey Krişna?
Krişna:
37. Rajas
değerinden doğan, tamamen günahkar ve tamamen yok edici olan arzu, öfke
sevk eder; bunu (bu dünyadaki) düşmanların olarak bil.
38. Nasıl ki
ateş dumanla, cam tozla, bir embriyo zarla kaplıysa, bu da bununla (bu
evren de bu düşmanlarla) kaplıdır.
39. Ey Arjuna, bilgelik; ateş
kadar söndürülemesi zor olan ve arzu biçiminde olan bilgelerin bu
süreğen düşmanı ile sarmalanmıştır.
40. Arzunun yuvalandığı yerin
duyular, akıl ve zihin olduğu söylenir; (arzu) bunlar yoluyla bilgiyi
örterek bedenli olanı yanıltır.
41. Ey Bharata'ların en iyisi, bu
yüzden önce duyularını kontrol et, bilginin ve farkındalığın yok edicisi
olan arzuyu öldür!
42. Duyuların bedenden daha üstün olduğu
söylenir; akıl duyulardan, zihin akıldan üstündür; ve zihinden üstün
olan da O - Özben'dir.
43. Böylece, O'nun zihinden üstün olduğunu
bilerek ve kendini Özben'le dizginleyerek, savaşılması zor, arzu
biçimindeki düşmanını kılıçtan geçir, ey koca kollu Arcuna!
Hari Om
Tat Sat
*) Doğanın değerleri: Daha önce bahsedilen Guna'lar.
**)
Fiil organları: eller, ayaklar, ağız, anüs ve üreme organlarıdır.
4.
BÖLÜM: BİLGİ YOGASI
Krişna:
1. Bu yok olmaz Yoga'yı ben
Vivasyan'a öğrettim, o bunu Manu'ya öğretti; Manu Ikshvaku'ya beyan
etti.
2. Bunu düzenli bir silsilede el değiştirme yoluyla
soylu-bilgeler bildi. Bu Yoga, uzun zamandan beri burada kaybolmuştu, Ey
Parantapa!
3. İşte bu aynı Yoga sana bugün tarafımdan öğretildi,
çünkü sen Bana sadıksın ve Benim dostumsun; bu en yüce sırdır.
Arcuna:
4. Senin doğumun daha sonradır, ve Vivasyan'ın doğumu daha öncedir;
başlangıçta bu Yoga'yı Senin öğrettiğini nasıl anlamalıyım?
Krişna:
5. Ey Arcuna, hem Benim hem de senin bir çok doğumu oldu! Ben
bunların hepsini biliyorum ama sen bunları bilmiyorsun!
6. Ben
doğmaz ve yok edilmez bir doğaya sahip olduğum halde, ve tüm varlıkların
Efendisi olduğum halde, Kendi Doğam üzerinde hükmederek, kendi Maya'mda
doğarım.
7. Ey Arcuna, doğruluk ilkesinde ne zaman bir düşüş
yaşansa ve adaletsizlik yükselişe geçse, Ben Kendimi tezahür ettiririm!
8.
İyinin korunması, günahkarın yok edilmesi ve doğruluğun sağlanması
için, Ben her çağda doğarım.
9. Gerçek ışıkta kim Benim ilahi
doğuşumu ve fiilimi bilirse, bedenini terk ettikten sonra, bir daha
doğmaz; o Bana gelir, ey Arcuna!
10. Bağımlılıktan, korkudan ve
öfkeden kurtulmuş, Benimle bir olmuş, Bana sığınmış, bilgi ateşinde
saflaşmış birçokları Benim Varlığıma ulaşmıştır.
11. Bana ne şekilde
ulaşırlarsa ulaşsınlar, Ben onları ödüllendiririm; insanlar her şekilde
Yolumda yürürler, ey Arcuna!
12. Bu dünyadaki fiilde başarı özlemi
duyanlar tanrılara kurban verirler, çünkü fiil yoluyla başarı çabucak
elde edilir.
13. Dört kast da, Guna ve Karma'lardaki farklara göre
Benim tarafımdan yaratılmıştır; bunu yaratan Ben olduğum halde, yine de
Beni fiilde-bulunmayan ve değişmez olarak bil.
14. Ne fiiller Ben'de
iz bırakır, ne de Benim fiillerin meyvelerine karşı bir arzum vardır.
Ben'i bilen fiillerin zincirlerine bağlı değildir.
15. Özgürlüğün
kadim arayıcıları da, bunu bildiğinden fiilde bulunuyorlardı; bu yüzden
bu geçmiş zamanlardaki kadimler gibi sen de fiilde bulun.
16. Fiil
nedir? Fiilsizlik nedir? Bu konuda en bilgelerin bile kafası
karışmıştır. Bu yüzden, sana bu tip fiili öğreteceğim, bunu bilerek sen
kötü olandan (samsara'dan) kurtulmuş olacaksın.
17. Çünkü doğrusu,
fiilin gerçek doğasının ve ayrıca yasak fiilin ve fiilsizliğin ne
olduğunun bilinmesi gerekir; fiilin doğası zor anlaşılır.
18. Kim
fiil içinde fiilsizliği, ve fiilsizlikte fiili görürse, o kişi insanlar
arasında hikmet sahibidir; bir Yogi'dir ve tüm fiilleri yapandır.
19.
Giriştiği işler arzudan ve bencil amaçlardan yoksun olan ve fiilleri
bilginin ateşinde yanmış olan kişiye bilgeler, hikmet sahibi derler.
20.
Fiilin meyvesine olan bağımlılıktan kurtulmuş olan, her zaman memnun
bir halde olan, hiç bir şeye bağımlı olmayan kişi, fiilde bulunduğu
halde, hiç bir şey yapmaz.
21. Ümit etmeyen ve akıl ve benliği
kontrol altında tutan, tüm açgözlülüğü bırakan, sadece bedensel fiilde
bulunan kişi hiç bir günah işlemez.
22. Kendisine çabasızca gelenden
memnun olan, zıt kutuplardan ve kıskançlıktan kurtulmuş olan, başarı ve
başarısızlıkta dengede duran kişi, fiilde bulunduğu halde, fiile bağlı
değildir.
23. Bağımlılığı olmayan, özgürleşmiş olan, aklı bilgide
sabit duran, kurban* adına çalışan kişinin tüm fiili çözülür.
24.
Brahman adaktır; Brahman erimiş tereyağıdır (ghee); adak, Brahman'la
Brahman ateşine dökülür; doğrusu, Brahman'ı her an fiilde gören kişi
Brahman'a ulaşır.
25. Bazı Yogiler sadece tanrılara kurban verirler,
diğerleriyse Özben yoluyla sadece Özben'i Brahman ateşinde kurban
olarak sunarlar.
26. Bazılarıysa işitme duyusu ve diğer duyularını
dizginleme ateşinde kurban olarak sunarlar, diğerleri sesi ve çeşitli
duyu-nesnelerini duyuların ateşinde kurban olarak sunarlar.
27.
Diğerleri, duyuların tüm işlevlerini ve nefesin işlevlerini bilgi ile
yanıp tutuşan benliği-dizginleme-Yogasının ateşinde kurban ederler.
28.
Yine, bazıları zenginliği, çileyi ve Yogayı kurban olarak sunarlar.
Benliği-dizginleyen ve katı yeminlerde bulunan münzevilerse, kurban
olarak kutsal metinlerin çalışılmasını ve bilgiyi sunarlar.
29.
Diğerleri, alınan ve verilen nefesi dizginleyerek ve sadece nefesin
dizginlenmesiyle bir olarak verilen nefesi alınana, alınan nefesi
verilene kurban olarak sunarlar.
30. Beslenmelerini düzenleyen
diğerleri, yaşam-nefesindeki yaşam-nefeslerini sunarlar; tüm bu kişiler
kurban yoluyla günahları tamamen yok edilmiş olan (ve) kurbanı
bilenlerdir.
31. Kurbanın nektar gibi olan artığını yiyen kişiler,
ebedi Brahman'a giderler. Bu dünya (Brahma'ın dünyası) (bile) kurban
uygulamayan kişi için değilken; o halde kişi diğerine (ötealeme) nasıl
sahip olabilir, ey Arcuna?
32. Brahman'ın önüne farklı tipte
kurbanlar saçılmıştır. Bunların hepsinin fiilden doğduğunu bil. Bunu
bildiğinde özgürleşeceksin.
33. Ey Parantapa, Bilgelik-kurbanı,
maddenin kurban edilmesinden daha üstündür! Tüm çeşitleriyle fiiller en
yüksek nokta olan bilgiye varır!
34. Uzun süreli teslimiyetle,
sorgulamakla ve hizmet yoluyla, Gerçek'in farkında olan bilgenin seni bu
bilgiye yönlendireceğini bil.
35. Bunu bilerek, Ey Arcuna, bir daha
bu şekilde yanılmayacaksın, ve bu vasıtayla tüm varlıkları kendi
Özbeninde ve aynı zamanda Ben'de göreceksin!
36. Tüm günahkarların
en günahkarı olsan bile, yine de doğrusu bilgi yığınıyla tüm günahları
geçip gideceksin.
37. Ey Arcuna, parlayan ateşin yakıtı kül haline
dönüştürmesi gibi, bilgi ateşi de tüm fiilleri küle dönüştürür.
38.
Doğrusu, bu dünyada bilgi gibi bir başka saflaştırıcı yoktur. Yoga'da
mükemmeliyete ulaşan kişi, bu bilgiyi zamanla kendi Özben'inde bulur.
39.
İnançla dolu olan, buna adanmış olan ve tüm duyuları itaat altına almış
olan kişi bu bilgiye ulaşır; ve buna ulaştıktan sonra, anında yüce
huzura erer.
40. Cahil olan, inançsız olan, şüphe içindeki kişi
yıkıma doğru yol alır; şüpheci kişi için ne bu dünya, ne ötealem, ne de
mutluluk vardır.
41. Yoga yoluyla fiilleri terk etmiş, şüphelerini
bilgi ile parçalara ayırmış ve kendi üzerinde hakimiyet sağlamış kişinin
yaptığı fiiller onu bağlamaz, ey Arcuna!
42. Bu yüzden, kalbinde
taşıdığın cehaletten doğan şüphelerini bilgi kılıcıyla parçalara ayır ve
Yoga'ya sığın; ayağa kalk, ey Arcuna!
Hari Om Tat Sat
*)
Kurban : Bhagavat Gita'da geçen kurban, egonun terki işlemidir.
5.
BÖLÜM: FİİLİN TERKİ YOGASI
Arcuna:
1. Ey Krişna, hem fiilin
terkini övüyorsun hem de Yoga'yı! Bana hangisinin daha iyi olduğunu açık
seçik söyle.
Krişna:
2. Terk ve Fiil Yogasının ikisi de kişiyi
en üstün mutluluğa yönlendirir, ama ikisinin içinde, Fiil Yogası fiilin
terkinden daha üstündür.
3. Nefret etmeyen ve arzu duymayan kişi,
ebedi Sannyasin olarak bilinmelidir; çünkü zıt kutuplardan özgürleşerek,
kolaylıkla kendini bağlayan zincilerden kurtulmuştur, ey koca kollu
Arcuna!
4. Bilgeler değil, sadece çocuklar bilgiden ve Fiil Yogası
ya da fiilde bulunulmasından -sanki bunlar birbirinden farklı ve
bağımsızmış gibi- bahsederler; kim birini başarırsa, her ikisinin de
meyvelerini kazanmış olur.
5. Sankya'lar ya da Jnani'ler tarafından
ulaşılan bu yere (Karma) Yogiler de ulaşır. Bilginin ve fiilde
bulunmanın bir olduğunu gören, gerçekten görüyordur.
6. Ama, ey koca
kollu Arcuna, Yoga'ya ulaşmadan terki başarmak zordur; Yoga'yla-uyumlu
olan hikmet sahibi çabucak Brahman'a ulaşır!
7. Fiil yoluna adanmış,
aklı arılaşmış olan, kendine hakim olmuş, duyularını itaati altına
almış olan ve kendi Özben'inin tüm varlıklarda bulunan Özben olduğunu
fark etmiş olan kişi, fiilde bulunduğu halde hiç bir şeye bulaşmaz.
8.
Gerçek'le uyumlu hale gelmiş bilen şöyle düşünür "Ben hiç bir şey
yapmıyorum". O; görmede, duymada, dokunmada, koklamada, yemede,
yürümede, uyumada, nefes almada,
9. Konuşmada, gitmesine izin
vermede, alıkoymada, gözleri açıp kapamada duyuların duyu-nesneleri
arasında dolaştığına (-dan emindir) ikna olmuştur.
10. Fiilde
bulunan, bu fiilleri Brahman'a sunan ve bağımlılığı bırakan kişi, sudaki
lotüs çiçeğinin yaprağı (-nın çamura bulaşmaması) gibi günaha bulaşmaz.
11. Yogi'ler, bağımlılığı terk ederek, sadece bedenen, aklen,
zihnen ve aynı zamanda duyularla, benliğin saflaşması için fiilde
bulunurlar.
12. Birleşmiş* olan, fiilin meyvesini terk ederek, ebedi
huzura kavuşur; sadece arzuyla itilen ve meyveye bağımlı olan
birleşmemiş olanlar (zincirlere) bağlıdır.
13. Bedenlenmiş olan
(kişi) tüm fiilleri zihnen terk ederek ve kendine hakim olarak, dokuz
kapılı şehirde**, mutluluk içinde, fiilde bulunmadan ve diğerlerinin
(beden ve duyuların) fiilde bulunmasına sebep olmadan kalır.
14.
Rab, bu dünya için ne faaliyet ne fiil, ne de fiillerin meyveleri ile
birleşmeyi yaratır; fiilde bulunan Doğa'dır.
15. Rab kimsenin ne
ihtarını ne de hatta hünerini kabul eder; bilgi cehaletle
sarmalanmıştır, bu yüzden varlıklar yanılgı içindedirler.
16. Ama
bilgi, Özben'in bilgisiyle cehaleti yok edilmiş kişilere, Yüce olanı
(Brahman'ı) güneş gibi ortaya çıkarır.
17. Zihinleri O'nunla
özdeşleşmiş, kendileri O olmuş, O'na erişmiş, O'nu nihai amacı yapmış
olanlar dönüşü olmayan yere giderler, günahları bilgiyle dağılır gider.
18.
Hikmet sahipleri öğrenme ve alçakgönülülüğe sahip bir Brahmin'e, bir
ineğe, bir file, ve hatta bir köpeğe ve bir kast dışı olana aynı gözle
bakarlar.
19. Burada (bu dünyada) bile, akılları ayniyette
bulunanlarca (herşeye aynı gözle bakanlarca) doğumun (herşeyin)
üstesinden gelinmiştir; Brahman lekesizdir ve eşittir; bu yüzden onlar
Brahman'da bulunurlar.
20. Sabit bir zihinle, yanılgısız olarak
Brahman'da bulunarak, Brahman'ı bilen (kişi), ne hoşa giden şeylere
sahip olduğunda neşelenir, ne de hoşa gitmeyen şeyleri elde ettiğinde
kederlenir.
21. Dışsal irtibatlara bağlı olmayan benlikle, kişi
mutluluğu Özben'de bulur; kişi Brahman'a yapılan meditasyonla meşgul
olarak sonsuz mutluluğa kavuşur.
22. (Dışsal) irtibatlardan doğan
zevkler sadece acı üretirler, çünkü hepsinin bir başlangıcı ve bir sonu
vardır, ey Arcuna! Bu yüzden, bilge olan bunlarla neşelenmez.
23.
Bedenden özgürleşmeden önce, hala bu dünyadayken arzu ve öfkeden doğan
dürtülere karşı koyabilen kişi Yogi'dir, o mutlu bir kişidir.
24.
Her zaman kendi içinde mutlu olan, neşelenen ve aydınlanan böyle bir
Yogi mutlak özgürlüğe ya da Mokşa'ya ulaşır ve Brahman haline gelir.
25.
Günahları yok edilmiş, dualiteleri (zıt kutupların deneyiminin ya da
dualitesinin algılanmasını) bir kenara bırakmış, kendine hakim ve tüm
varlıkların iyiliğini isteyen hikmet sahipleri mutlak özgürlüğe ya da
Mokşa'ya kavuşurlar.
26. Mutlak özgürlük (ya da Brahman'a özgü
mutluluk) arzu ve öfkeden kurtulmuş, düşüncelerini kontrol etmiş ve
Özben'in farkındalığına sahip kendine hakim münzeviler için her yanda
varolur.
27. (Tüm) dış irtibatları kapatan ve bakışları iki kaşın
arasında sabitleyen, burun delikleri arasında hareket eden alınan ve
verilen nefesi eşitleyen,
28. Duyuları, aklı ve zihni her zaman
kontrol altında olan, yüce amacı özgürleşme olan, arzu, korku ve öfkeden
kurtulmuş hikmet sahipleri doğrusu sonsuza dek özgürleşirler.
29.
Beni tüm kurbanlardan ve çileden zevk alan, tüm dünyaların büyük Rabbi
ve tüm varlıkların dostu olarak bilen huzura kavuşur.
Hari Om Tat
Sat
*) Birleşmiş olan : Yoga uygulaması yaparak evrenle bir
olmayı (birleşmeyi) başarmış olan kişi
**) Dokuz kapılı şehir: Beden
Brahma'nın şehri (Brahmapuri) diye bilinir. Kapıları; gözler, kulaklar,
burun delikleri, ağız, anüs ve üreme organıdır.
6. BÖLÜM:
MEDİTASYON YOGASI
Krişna:
1. Fiillerinin meyvesine bağımlı
olmadan, bağlı olduğu görevi yerine getiren kişi, Sannyasin ve Yogi'dir,
ateşi ve fiili olmayan ise Sannyasin de, Yogi de değildir.
2. Ey
Arcuna, terk diye adlandırdıkları şeyin Yoga olduğunu bil; doğrusu kimse
düşüncelerini terk etmediği sürece bir Yogi olamaz!
3. Yoga'yı
başarmak isteyen hikmet sahibi için, fiilin bir araç olduğu söylenir;
Yoga'yı başarmış aynı hikmet sahibi için fiilsizliğin (sukunetin) bir
araç olduğu söylenir.
4. Tüm düşüncelerini terk etmiş bir kişi
duyu-nesnelerine veya fiillere bağımlı değilse, o kişinin Yoga'yı
başarmış olduğu söylenir.
5. Kişi sadece kendi Özben'inde yükselsin;
kendisini aşağıya çekmesin, çünkü kişinin arkadaşı da düşmanı da sadece
kendisidir.
6. Kendisine Özben vasıtasıyla hakim olmuş kişi,
kendisinin arkadaşıdır, ama kendine hakim olamamışlar için, kişinin
kendisi dışsal bir düşman gibi karşılarına çıkar.
7. Kendine hakim
ve huzurlu kişinin Yüce Özben'i, sıcakta ve soğukta, zevkte ve acıda ve
ayrıca onurlandırıldığında ve hor görüldüğünde dengededir.
8. Bilgi
ve (Özben'in) bilgeliğiyle tatmin olmuş; duyularına hakim olmuş; bir
parça toprağa, bir parça taşa ve altına aynı gözle bakan Yoginin uyum
içinde olduğu söylenir. (Nirvikalpa Samadhi durumuna ulaştığı söylenir.)
9. İyi kalpli olanlara, arkadaşlara, düşmanlara, kayıtsızlara,
nötrlere, nefret dolulara, akrabalara, adil olanlara ve olmayanlara
karşı aynı gözle bakan, herşeyi aşar.
10. Yogi; aklını sürekli
olarak sabit tutmaya çalışarak, yalnızlıkta kalarak, aklını ve bedenini
kontrol edip tek başına olarak, umut ve kederden kurtulmuş olarak
11.
Temiz bir yerde, ne çok alçak ne de çok yüksek olan, bir bezin, hayvan
postunun ve kusha otunun üst üste konulmasıyla yapılmış sağlam bir yerde
oturarak,
12. Aklın fiillerini (zihinsel faaliyetleri) ve duyuları
kontrol altına alıp, aklını tek bir noktaya sabitleyerek, kendini
arındırmak için Yoga uygulasın.
13. Bedenini sabit tutarak, kafası
ve boynu dik ve mükemmelce sabit olarak, çevresine bakınmadan burnunun
ucuna baksın.
14. Sakin bir zihinle, korkusuzca, Brahmachari* andını
tutarak, aklını kontrol ederek, Beni düşünerek ve aklı dengede kalarak
otursun ve Beni yüce hedefi yapsın.
15. Aklı kontrol altındaki Yogi,
böylece, aklı sürekli olarak dengede tutarak, Ben'de varolan ve
özgürleşmeye varan huzura erer.
16. Ey Arcuna, doğrusu Yoga ne çok
yiyen, ne de hiç yemeyen için; ne çok uyuyan ne de (her zaman) uyanık
olan için mümkün değildir!
17. Yoga, yemede ve harekette (örneğin
yürümede) daima makul olan, fiildeki gayretinde makul olan, uyku ve
uyanıklık arasında makul olan kişi için acıların yok edicisidir.
18.
Arzu nesnelerine duyulan özlemden yakasını kurtarmış (ve) mükemmelce
kontrol edilmiş akıl sadece Özben'de bulunduğunda, o kişi için "O
birleşmiştir." denir.
19. Yoga'yı Özben'de uygulayan (Özben
Yoga'sıyla özdeşleşmiş), aklını kontrol altına almış Yogi, rüzgarsız bir
yerde bulunan bir gaz lambasının titreşmeden yanan ışığına benzer.
20.
Yoga uygulamasıyla dizginlenmiş akıl sakinliğe eriştiğinde ve Özben'i
Özben'de gördüğünde, kişi kendi Özben'iyle tatmin olur.
21. Yogi,
saf zihinle kavranabilen ve duyuları aşan ebedi mutluluğu hissettiğinde
ve başka hiç bir yere kıpırdamadan Gerçek'ten asla ayrılmadığında,
22.
Bundan üstün daha büyük bir kazancın olamayacağını düşünür; çok büyük
bir acı ile karşılaşsa bile bulunduğu yerden ayrılmaz,-
23. (İşte)
bunun adının; acı ile bir olmaktan kurtulma, (yani) Yoga olduğunu bil.
Bu Yoga, kararlılıkla ve ümidini kaybetmeyen bir akılla uygulanmalıdır.
24.
Kişi, Sankalpa'dan** doğan tüm arzuları -hiç birini bir kenara
ayırmadan- tamamen terk ederek, ve akılla duyu sürüsünün tamamını her
yandan dizginleyerek,
25. Sabit tutulmuş zihinle azar azar sakinliğe
ulaşsın; aklı Özben'de tutarak, başka hiç bir şey düşünmesin.
26.
Rahat durmayan ve sabit olmayan aklın başka yerlere kaçmasına sebep
olandan, aklı dizginle ve (onu) sadece Özben'in kontrolü altına getir.
27.
Yüce mutluluk, doğrusu, aklı çok huzurlu olan, tutkuları sakinleşmiş,
Brahman haline gelmiş ve günahtan kurtulmuş bu Yogi'ye gelir.
28.
Aklını sürekli olarak (Yoga uygulaması ile) meşgul tutan, günahlarından
kurtulmuş Yogi, kolayca Brahman'la olan irtibatın ebedi mutluluğunun
tadını çıkarır.
29. Aklı Yoga ile uyumlu olan kişi, tüm varlıklarda
bulunan Özben'i görür ve tüm varlıkları Özben'de görür; her yerde hep
aynı şeyi görür.
30. Beni her yerde gören ve herşeyi Ben'de gören
kişi, ne Ben'den ayrılır ne de Ben ondan ayrılırım.
31. Birleşmiş
olup da, tüm varlıklarda bulunan Ben'i seven ve hürmet eden işte bu
Yogi, yaşam tarzı ne olursa olsun, Ben'de bulunur.
32. Ey Arcuna,
zevk de olsa, acı da olsa, Özben'in benzerliği yoluyla her yerde
ayniyeti gören kişiye en yüksek Yogi olarak bakılır.
Arcuna:
33.
Ey Krişna, aklın rahat durmamasından ötürü, öğrettiğin bu ayniyet
Yogasında süreğen bir devamlılık görmüyorum!
34. Doğrusu akıl rahat
durmamaktadır, şamatacıdır, güçlüdür ve teslim olmamaktadır, ey Krişna.
Ben aklı kontrol etmenin rüzgarı kontrol etmek kadar zor olduğunu
zannediyorum.
Krişna:
35. Ey koca kollu Arcuna, şüphesiz, aklın
kontrol edilmesi zordur ve akıl rahat durmamaktadır; ama uygulama ve
duyulara kapılmamakla akıl dizginlenebilir!
36. Bu Yoga'ya, kendine
hakim olmayanlarca ulaşımının zor olacağını düşünüyorum, ama kendine
hakim olan ve çabalayan kişi, (doğru) araçlarla buna ulaşır.
Arcuna:
37. İnancı olduğu halde kendine hakim olmayı başaramayan, aklı
Yoga'dan başka yerlere kayan, Yoga'da mükemmelliğe ulaşmayı başaramamış
kişiyi nasıl bir son bekler, ey Krişna?
38. Her ikisinden de düşerek
(hedeflerinin her ikisine de ulaşamayarak), Brahman yolunda yanılgıya
düştüğünden, parçalanmış bir bulut gibi, desteksiz yok olup gitmez mi?
39.
Ey Krişna, bu şüphemi tamamen Sen giderebilirsin, çünkü senin dışında
bu şüpheyi giderecek kimse yoktur.
Krişna:
40. Ey Arcuna, ne bu
dünyada, ne de bir sonraki dünyada onun için bir yıkım yoktur; ey
çocuğum, doğrusu iyilik yapan hiç kimsenin kederlenmesi söz konusu
değildir!
41. Erdemli dünyalara ulaşıp orada uzun yıllar boyunca
kaldıktan sonra, Yoga'dan düşmüş (Yoga'ya ulaşamamış) kişi arı ve
varlıklı bir evde tekrar doğar.
42. Ya da, hatta bilge Yogilerin
ailesinde doğar; doğrusu böyle bir doğumu bu dünyada başarmak çok
zordur.
43. Orada, o kişi bir önceki bedeninde elde ettiği bilgiyle
karşılaşır ve mükemmeliyet için çok daha fazla çabalar, ey Arcuna!
44.
Daha önceki uygulamaları yoluyla, kendisine rağmen doğar (kendisi
farkında olmasa bile, amaca ulaşır). Sadece Yoga'nın ne olduğunu bilmek
isteyen bile, Brahma'nın sözünü (kutsal kitaplara özgü bilgiyi) aşar.
45.
Ama, yılmadan çabalayan, günahlarından arınmış, bir çok doğumla
kademesel olarak mükemmelleşmiş bir Yogi en üstün hedefe ulaşır.
46.
Yoginin, çilekeşlerden ve hatta bilgi erbabından (metinlerin
çalışılmasıyla elde edilmiş bilgi) bile yüce olduğu düşünülür; o, fiilde
bulunan kişilerden de üstündür; bu yüzden bir Yogi ol, ey Arcuna!
47.
Ve inancı tam olup ve içsel varlığı Ben'de olarak, Ben'i seven ve Bana
hürmet eden Yogi'yi, tüm Yogi'lerin en samimisi sayarım.
Hari Om Tat
Sat
*) Brahmachari: Tensel zevkleri kontrol etme (Yama'lardan
biridir.)
**) Sankalpa: Hayal
7. BÖLÜM: BİLGELİK VE FARKINDALIK
YOGASI
Krişna:
1.Ey Arjuna, aklını Bana vererek, yoga
uygulayarak ve Bana sığınarak, Beni tamamen ve şüpheye düşmeden nasıl
bilebileceğini dinle!
2. Sana bu bilginin tamamını direkt
farkındalık ile birleştirerek vereceğim, bunu bildikten sonra, burada
bilinmesi gereken başka bir şey kalmaz.
3. Binlerce kişinin içinde,
belki bir kişi mükemmellik için çabalar; bu çabalayanların içinde bile
belki sadece biri Beni gerçekten tanır.
4. Toprak, su, ateş, hava,
esir (boşluk), akıl, zihin ve egoizm olarak Benim Doğam sekize
bölünmüştür.
5. Ey koca-kollu, bunlar benim düşük seviyeli
Prakriti*'mdir! Bunun bu dünyayı tutan yaşam cüzü olan benim yüksek
seviyeli Prakriti'mden farklı olduğunu bil.
6. Bunların ikisinin
(düşük ve yüksek seviyeli Prakritilerimin) tüm varlıkların rahmi
olduğunu bil. Bu sebepten dolayı, Ben tüm evrenin kaynağıyım ve
çözülmesiyim.
7. Ey Arcuna, Benden daha yüksek seviyede hiç bir şey
yoktur! Kıymetli taşların bir ipe geçirilmesi gibi, herşey sıra sıra
Bana bağlanmıştır.
8. Ey Arcuna, Ben sudaki lezzetim. Ben aydaki ve
güneşteki ışığım; Ben tüm Vedalardaki Om hecesiyim, esirdeki sesim ve
insandaki erkekliğim.
9. Topraktaki güzel kokuyum ve ateşin
parlaklığıyım, tüm varlıklardaki yaşamım; ve Ben çilekeşlerin çilesiyim.
10. Ey Arcuna, Beni tüm varlıkların ebedi tohumu olarak bil; Ben
zekilerin zekasıyım; ihtişamlı nesnelerin ihtişamıyım Ben!
11.
Güçlülerin arzu ve bağımlılıktan yoksun gücüyüm, ve Ben (tüm)
varlıklarda, Dharma'ya ters düşmeyen arzuyum, ey Arcuna!
12. Arı,
hareketli ve durağan olan her varlığın Ben'den türediğini bil. Onlar
Ben'dedir, yine de Ben onlarda değilimdir.
13. Doğanın üç değerinden
(guna'lar) çıkmış bu Doğalarla (durumlarla) yanılsanmış olduğundan, tüm
bu dünya Ben'i onlardan ayrı (gunaların üstünde olduğumu) ve değişmez
olarak bilmez.
14. Doğrusu, (doğanın) değerler(in)den yapılmış Benim
bu ilahi yanılsamamı aşıp geçmek zordur; bu yanılsamayı sadece Bana
sığınanlar aşıp geçebilir.
15. İnsanların en geri tabiatlısı olan
kötülük yapanlar ve yanılgı içinde olanlar Beni aramazlar; yanılsama
yoluyla bilgisi yok edilmişler ifritlerin yolunu takip ederler.
16.
Ey Arcuna, Beni seven ve hürmet eden erdemli kişiler dört çeşittir!
Istırap çekenler, bilgi arayanlar, zenginlik arayanlar ve bilgeler, ey
Bharataların efendisi!
17. Bunların içinde, şaşmaz değişmez bir
şekilde her zaman Bir olana adanmış olan bilge aşar geçer (en iyisidir);
çünkü Ben bilge için fazlasıyla değerliyimdir ve o da Benim için
değerlidir.
18. Gerçi, tüm bunlar yüce gönüllü varlıklardır; ama Ben
bilgeyi Kendi Özbenim sayarım; çünkü o, şaşmaz değişmez bir akılla,
yüce hedefi olarak sadece Bana yönelir.
19. Bir çok doğumdan sonra
bilge kişi, herşeyin Vasudeva (içsel Özben) olduğunun farkına vararak
Bana gelir; böyle büyük bir ruhu (Mahatma) bulmak çok zordur.
20.
Bilgeliği bu veya şu arzuyla sarsılanlar kendi doğalarına uygun bu veya
şu ayini izleyerek diğer tanrılara giderler.
21. Adanmış kişinin
saygı ve sevgi göstermek için inançla arzuladığı biçim ne olursa olsun,
onun bu inancını Ben sağlam ve sarsılmaz yaparım.
22. Bahşedilmiş bu
inançla kişi, ona (o biçime) saygı ve sevgi gösterir ve ondan
arzuladığı şeyleri sağlar, (ama aslında) bu varlıklar (sadece) Benim
tarafımdan takdir edilirler.
23. Doğrusu, kıt zekaya sahip bu
kişilerin elde ettiği ödüller (meyveler) geçicidir. Tanrılara sevgi ve
saygı duyanlar onlara giderler ama Bana adanmış olanlar Bana gelirler.
24.
Benim yüksek seviyeli, değişmez ve en mükemmel doğamı bilmeyen
aptallar, Tezahür etmememiş olan Ben'i tezahür etmiş olan olarak
düşünürler.
25. Ben Yoga Maya'da gizlenmiş olduğumdan herkese
(olduğum şekilde) tezahür etmem. Bu yanıgı içindeki dünya, doğmamış ve
yok edilmez olan Ben'i bilmez.
26. Ey Arcuna, Ben varlıkların
geçmişini, bugününü ve geleceğini bilirim, ama kimse Beni bilmez.
27.
Ey Barata, arzu ve nefretten doğan zıt kutupların yanılgısından dolayı,
tüm varlıklar doğumda yanılgıya tabiidir, ey Parantapa!
28. Ama,
günahları son bulmuş ve zıt kutupların yanılgısından kurtulmuş erdemli
fiilde bulunan kişiler, andlarında şaşmaz değişmez olarak kalarak, Bana
saygı ve sevgide bulunurlar.
29. İhtiyarlıktan ve ölümden kurtulmak
için çabalayanlar, Bana sığınarak, Özben'in ve tüm fiillerin tam bilgisi
olan Brahman'ın tamamen farkına varırlar,
30. Beni Adhibhuta
(elementlerle ilgili olan), Adhidaiva (tanrılarla ilgili olan) ve
Adhiyajna (kurbanla ilgili olan) ile bilenler, şaşmaz değişmez bir
akılla, ölüm anında bile Beni bilirler.
Hari Om Tat Sat
*)
Prakriti: Doğa
8. BÖLÜM: YOK OLMAZ BRAHMAN YOGASI
Arcuna:
1.
Bu Brahman nedir? Adhyatma (Atman'la ilgili olan) nedir? Ey kişilerin
en iyisi, fiil nedir? Adhibhuta diye açıklanan nedir? Ve Adhidaiva
denilen nedir?
2. Burada, bu bedendeki Adhiyajna kimdir ve nasıldır,
ey Madhu'yu yok eden? Ve nasıl oluyor da, ölüm anında, kendine hakim
olmuş kişi tarafından Sen bilinebiliyorsun?
Krişna:
3. Brahman
Yok Edilmez olandır, Yüce'dir. Onun öz doğasına İçsel-Farkındalık denir;
varoluşa ve varlıkların tezahürüne yol açan ve de onları destekleyen
(tanrılara sunulan) takdimler de fiil olarak adlandırılır.
4.
Adhibhuta (elementlerin bilgisi) Benim yok olan Doğamla alakalıdır ve
Puruşa ya da ruh Adhidaiva'dır; burada bu bedendeki Adhiyajna sadece
Ben'im, Ey bedenlenmişlerin en iyisi!
5. Ve kim bedenini terk
ederken ölüm anında sadece Beni hatırlamaya devam ederse, Benim
Varlığıma ulaşır; buna hiç şüphe yoktur.
6. Sonunda bedenini terk
ederken kim hangi varlığı düşünürse, sürekli o varlığı düşündüğünden, o
(kişi) sadece o varlığa gider, ey Kunti oğlu.
7. Bu yüzden, her
zaman sadece Beni hatırla ve savaş. Bana sabitlediğin (Benimle
özdeşleşmiş) akıl ve zihinle, şüphesiz sadece Bana geleceksin.
8.
Başka hiç bir varlığa doğru kaymayan, meditasyon alışkanlığından dolayı
şaşmaz değişmez hale gelmiş ve sürekli meditasyon yapan akılla, kişi
Yüce Kişi'ye, Parlak olana gider, ey Arcuna!
9. Kim; alim, kadim,
(tüm dünyanın) yöneticisi, atomdan daha küçük olan, herşeyin destekçisi,
kavranamaz biçimde olan, güneş gibi parlak ve cehaletin karanlığının
ötesinde olan üzerine
10. Ölüm anında sarsılmaz bir akıl,
bahşedilmiş adanma ve Yoga'nın gücüyle tüm yaşam-nefesini iki kaşının
arasına odaklayarak meditasyon yaparsa, o kişi parlak olan Yüce Kişi'ye
ulaşır.
11. Vedaları bilenlerce yok olmaz olarak açıklanmış olan,
kendine hakim (çilekeşlerin) ve tutkularından kurtulmuşların
girebileceği, bekarlık (iffet) uygulamasının yapıldığı bu arzuyu - bu
hedefi sana kısaca açıklayacağım.
12. Tüm kapılarını kapatarak,
aklını kalbine gömerek ve yaşam-nefesini kafasında tutarak,
konsantrasyon uygulamasıyla meşgul olarak,
13. Tek heceli Om'u
-Brahman'ı- mırıldanıp her zaman Beni hatırlayarak, kim bedenini terk
ederek bu şekilde ayrılırsa, yüce hedefe erişir.
14. Her zaman
şaşmaz değişmez olan, beni (uzun süre boyunca) sürekli olarak ve her gün
hatırlayan, (tek noktaya odaklı akılla) başka hiç bir şey düşünmeyen bu
Yogi bana kolayca ulaşır, ey Paratha!
15. Bana ulaşan bu büyük
ruhlar, bir daha acı dolu olan ve ebedi olmayan bu yerde (burada)
doğmazlar; onlar en yüksek mükemmelliğe ulaşmışlardır
(özgürleşmişlerdir).
16. Brahma'nın dünyası dahil, (tüm) dünyalar,
tekrar geri dönmeye mahkumdur, ey Arcuna! Ama kim bana ulaşırsa, ey
Kunti oğlu, bir daha doğmaz!
17. Bir Brahma gününün bin Yuga*
boyunca sürdüğünü, ve bir gecenin de bin Yuga boyunca sürdüğünü
bilenler, gece ve gündüzü bilenlerdir.
18. Tüm tezahür etmiş olanlar
"gün"ün gelmesiyle tezahür etmemiş olandan türerler ve doğrusu
"gece"nin gelişiyle de sadece tezahür etmemiş olan diye adlandırılanda
çözünür giderler.
19. Tekrar ve tekrar doğan bu aynı kalabalık
varlıklar gecenin gelişiyle (tezahür etmemiş olan içinde) çaresizce
çözünürler ve günün gelişiyle tekrar ortaya çıkarlar, ey Arcuna.
20.
Ama doğrusu tezahür etmemiş olandan daha yüksek olan bir başka tezahür
etmemiş (yaratıcı zeka ve Doğanın üstünde) Ebedi vardır ki, O tüm
varlıklar yok edildiğinde yok olmaz.
21. Tezahür etmemiş olan ve Yok
Olmaz Olan olarak adlandırılanın, en yüksek hedef (yol) olduğunu
söylerler. O'na ulaşan bir daha (doğum ve ölüm çarkına) geri dönmez. Bu
Benim en yüksek meskenimdir (durumumdur).
22. Tüm varlıkların içinde
bulunan ve herşeyin O'ndan yayıldığı bu en yüksek Purusha'ya, ey
Arcuna, sadece O'na yapılan ve yolundan sapmayan bir adanma ile
ulaşılır.
23. Şimdi sana, ayrılış vaktinde hangi Yogi'lerin dönüp
hangilerinin dönmediğini anlatacağım.
24. Ateş, ışık, gündüz, Ayın
aydınlık onbeşi, güneşin kuzey yolundaki altı ayı (kuzey gündönümü)
sırasında ayrılan, Brahman'ı bilenler Brahman'a giderler.
25. Duman,
gece-vakti, Ayın karanlık onbeşi ya da güneşin güney yolundaki altı ayı
(güney gündönümü) ile ayın ışığına ulaşan Yogi'ler geri döner.
26.
Dünyanın parlak ve karanlık yollarının doğrusu ebedi olduğu düşünülür;
biriyle (parlak olanla) kişi tekrar geri dönmez, ve diğeriyle kişi geri
döner.
27. Bu yoları bilerek, Arcuna, hiç bir Yogi aldanmaz! Bu
yüzden, her zaman Yoga'da sebat et.
28. (Metinlerde) bahsedilen ve
Vedalardan (okunulup öğrenilmesinden), kurbandan (-ın uygulanmasından),
çile (uygulamalarından) ve hediyelerden (sunulmasından) doğan meyveler
ya da hak edişler ne olursa olsun, bunu (bu yolları) bilen Yogi tüm
bunların ötesine gider; ve yüce ilksel meskene ulaşır.
Hari Om Tat
Sat
*) Yuga: Çağ