Babil Kulesi (İbranice: מגדל בבל Migdal Bavel),
Tevrat'ta, Kur'an'da ve dünyanın birçok bölgesinde yerel efsanelerde
bahsi geçen, tanrıya ulaşmak için inşa edilen kule.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Pieter Briegel'in Babil kulesi resmi
Yahudi ve
Hristiyan kaynaklarında
Tanah ve Eski Ahit hemen hemen aynı olduğu
için her iki dinde Babil bahsi aynıdır. Babil kulesinden Tevrat'ın
Yaratılış (Tekvin) kısmında bahsedilir.
ve bütün dünyanın sözü
bir, dili birdi. şarktan göçtükleri zaman sinear diyarında bir ova
buldular, orada oturdular. birbirlerine 'gelin kerpiç yapalım, onları
iyice pişirelim. onların taş yerine kerpiçleri, harç yerine ziftleri
vardı. yeryüzünde dağılmayalım diye kendimize bir şehir, başı göğe
erişecek bir kule yapalım' dediler. ve ademoğullarının yapmakta olduğu
şehri ve kuleyi görmek için rab* indi. onlar bir kavm, hepsinin tek dili
var. gelin inelim birbirlerinin dilini anlamasınlar diye onların dilini
karıştıralım. rab onları oradan dağıttı ve şehri bina etmeyi
bıraktılar. bundan dolayı onun adına babil dendi (Tevrat,
Yaratılış(Tekvin); 11:1-9)
Efsaneye göre tanrı kendisine ulaşmaya
çalışan insanların kendini beğenmişliğine kızar ve o zamana kadar aynı
dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini
anlamalarını engeller. Kulenin yıkılışı Tevrat'ta anlatılmaz ancak
Jubilees veya Leptogenesis olarak bilinen Yahudi belgelerinde anlatılır.
Dini
bir bakış açısıyla bu öykü sıklıkla insanın kusurluluğunu, tanrının
kusursuzluğu ile kıyaslamak ve dünyadaki yüzlerce dilin kökenini
açıklamak amacıyla kullanılır.
İslami kaynaklarda
İsmi
verilmemekle beraber Kur'an'da Babil Kulesi'ne benzer bir kuleden
bahsedilir. Hikaye Tevrat'taki ile benzer olmasına rağmen Babil'de
değil, Musa'nın yaşadığı dönemde Mısır'da geçer. Firavun Haman'a,
kendisine kilden bir kule inşa etmesini, çıkıp Musa'nın tanrısına
bakacağını söyler.
Kur'an'da Babil şehrinden Bakara Suresi, 102.
ayette bahsedilir. Harut ve Marut isimli iki melek, insanları imtihan
etmek için Allah tarafından babil'e gönderilirler. Burada insanlara
sihir öğretirler. Melekler sihrin küfür olduğunu söyledikleri halde
insanlar sihir öğrenmekte ısrar ederler ve karı-kocayı ayırmaya yarayan
sihirler öğrenirler.
Babilden Yakut el-Hamavi'nin yazmalarında
ve Lisan el-Arab'da bahsedilir. Öyküye göre tüm insanlar rüzgarın önüne
katılarak bir yerde toplanırlar. Buraya sonradan Babil denir. Babil'de
insanlara Allah tarafından değişik lisanlar tahsis edilir ve yeniden
rüzgarla geldikleri yerlere dağıtılırlar.
9. yy İslam
tarihçilerinden el-Tabari'nin "Peygamberler ve Krallar Tarihi" adlı
eserinde daha detaylı bilgi verilir. Öyküye göre Nimrod Babil'de bir
kule inşa ettirir. Allah bu kuleyi yıkar ve o zamana kadar aynı dili
konuşan insanların dilini 72'ye ayırır. 13. yy. İslam tarihçilerinden
Ebu el-Fida da aynı öyküden bahseder ve İbrahim'in atası Hud'un kendi
dilini (İbranice) muhafaza etmesine izin verildiğini ekler. Zira Hud
kulenin inşasına katılmamıştır.
Yüksekliği
Babil Kulesi'nin
temelleri 90 metre genişlikteydi. Kule, 90 metre yüksekliğinde ve 7
katlı idi. Birinci katı 33, ikinci katı 18, üçüncü, dördüncü, beşinci ve
altıncı katları 6, en üst katı ise 15 metre yüksekliğindeydi. 85 milyon
tuğladan ve pişmiş tuğla harcından yapılan kulenin çevresinde rahip
sarayları, ambarlar, konuk odaları, Tanrı Marduk adına yapılmış bir
diğer tapınak olan Esagila'ya giden aslanlı geçit ve dini tören yolu
vardı. Esagila 20 metre yüksekliğinde, 450 metre eninde ve 550 metre
boyundaydı.
Bugün, Tevrat ve İncil'de de bahsedilen Babil Kulesi'nden
geriye hiçbirşey kalmamıştır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
asma bahçelerinden geriye kalanlar
Tevrat'ta, Kur'an'da ve dünyanın birçok bölgesinde yerel efsanelerde
bahsi geçen, tanrıya ulaşmak için inşa edilen kule.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Pieter Briegel'in Babil kulesi resmi
Yahudi ve
Hristiyan kaynaklarında
Tanah ve Eski Ahit hemen hemen aynı olduğu
için her iki dinde Babil bahsi aynıdır. Babil kulesinden Tevrat'ın
Yaratılış (Tekvin) kısmında bahsedilir.
ve bütün dünyanın sözü
bir, dili birdi. şarktan göçtükleri zaman sinear diyarında bir ova
buldular, orada oturdular. birbirlerine 'gelin kerpiç yapalım, onları
iyice pişirelim. onların taş yerine kerpiçleri, harç yerine ziftleri
vardı. yeryüzünde dağılmayalım diye kendimize bir şehir, başı göğe
erişecek bir kule yapalım' dediler. ve ademoğullarının yapmakta olduğu
şehri ve kuleyi görmek için rab* indi. onlar bir kavm, hepsinin tek dili
var. gelin inelim birbirlerinin dilini anlamasınlar diye onların dilini
karıştıralım. rab onları oradan dağıttı ve şehri bina etmeyi
bıraktılar. bundan dolayı onun adına babil dendi (Tevrat,
Yaratılış(Tekvin); 11:1-9)
Efsaneye göre tanrı kendisine ulaşmaya
çalışan insanların kendini beğenmişliğine kızar ve o zamana kadar aynı
dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini
anlamalarını engeller. Kulenin yıkılışı Tevrat'ta anlatılmaz ancak
Jubilees veya Leptogenesis olarak bilinen Yahudi belgelerinde anlatılır.
Dini
bir bakış açısıyla bu öykü sıklıkla insanın kusurluluğunu, tanrının
kusursuzluğu ile kıyaslamak ve dünyadaki yüzlerce dilin kökenini
açıklamak amacıyla kullanılır.
İslami kaynaklarda
İsmi
verilmemekle beraber Kur'an'da Babil Kulesi'ne benzer bir kuleden
bahsedilir. Hikaye Tevrat'taki ile benzer olmasına rağmen Babil'de
değil, Musa'nın yaşadığı dönemde Mısır'da geçer. Firavun Haman'a,
kendisine kilden bir kule inşa etmesini, çıkıp Musa'nın tanrısına
bakacağını söyler.
Kur'an'da Babil şehrinden Bakara Suresi, 102.
ayette bahsedilir. Harut ve Marut isimli iki melek, insanları imtihan
etmek için Allah tarafından babil'e gönderilirler. Burada insanlara
sihir öğretirler. Melekler sihrin küfür olduğunu söyledikleri halde
insanlar sihir öğrenmekte ısrar ederler ve karı-kocayı ayırmaya yarayan
sihirler öğrenirler.
Babilden Yakut el-Hamavi'nin yazmalarında
ve Lisan el-Arab'da bahsedilir. Öyküye göre tüm insanlar rüzgarın önüne
katılarak bir yerde toplanırlar. Buraya sonradan Babil denir. Babil'de
insanlara Allah tarafından değişik lisanlar tahsis edilir ve yeniden
rüzgarla geldikleri yerlere dağıtılırlar.
9. yy İslam
tarihçilerinden el-Tabari'nin "Peygamberler ve Krallar Tarihi" adlı
eserinde daha detaylı bilgi verilir. Öyküye göre Nimrod Babil'de bir
kule inşa ettirir. Allah bu kuleyi yıkar ve o zamana kadar aynı dili
konuşan insanların dilini 72'ye ayırır. 13. yy. İslam tarihçilerinden
Ebu el-Fida da aynı öyküden bahseder ve İbrahim'in atası Hud'un kendi
dilini (İbranice) muhafaza etmesine izin verildiğini ekler. Zira Hud
kulenin inşasına katılmamıştır.
Yüksekliği
Babil Kulesi'nin
temelleri 90 metre genişlikteydi. Kule, 90 metre yüksekliğinde ve 7
katlı idi. Birinci katı 33, ikinci katı 18, üçüncü, dördüncü, beşinci ve
altıncı katları 6, en üst katı ise 15 metre yüksekliğindeydi. 85 milyon
tuğladan ve pişmiş tuğla harcından yapılan kulenin çevresinde rahip
sarayları, ambarlar, konuk odaları, Tanrı Marduk adına yapılmış bir
diğer tapınak olan Esagila'ya giden aslanlı geçit ve dini tören yolu
vardı. Esagila 20 metre yüksekliğinde, 450 metre eninde ve 550 metre
boyundaydı.
Bugün, Tevrat ve İncil'de de bahsedilen Babil Kulesi'nden
geriye hiçbirşey kalmamıştır.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
asma bahçelerinden geriye kalanlar