Gizlix Forum - Bilinmeyenlerin Forumu

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Gizlix Forum - Bilinmeyenlerin Forumu

Bilinmeyenlerin keşfedildiği forum


    dünyanın 7 harikası

    avatar
    webbilgisi


    Mesaj Sayısı : 100
    Rep : 1
    Kayıt tarihi : 28/03/10

    dünyanın 7 harikası Empty dünyanın 7 harikası

    Mesaj  webbilgisi Paz Mart 28, 2010 12:00 pm

    KEOPS PİRAMİDİ

    Sanıldığının aksine 3 piramidin hepsi dünyanın yedi harikası
    listesine dahil değil. Piramitlerden sadece Keops Piramidi bu listeye
    girdi. Keops Piramidi aynı zamanda dünyanın yedi harikasından günümüze
    dek ayakta kalabilmiş tek yapı. Piramit 4. Hanedanlık zamanında M.Ö.
    2560 yılında Firavun Khufu (Keops) tarafından yaptırıldı. Keops
    Piramidi’nin yapımının 20 yılı aştığı sanılıyor. Piramit yapıldığında
    145.75m yüksekliğindeydi. Yapıldığından itibaren 43 yüz yıl boyunca da
    dünyadaki en uzun yapı olarak kayıtlara geçti.








    ZEUS HEYKELİ

    Zeus Heykeli M. Ö 450 yıllarında Olympia’da yapıldı. Heykel,
    adına olimpiyat oyunları düzenlenilen, Yunanlıların en büyük tanrısı
    Zeus için yapılmıştı. Zeus Heykeli bir tahta iskelet üzerine altın ve
    fildişi metal parçaların yerleştirilmesiyle yapılmıştı. Heykel tapınağa
    ancak sığabiliyordu, öyle ki Zeus ayağa kalksa tapınağın tavanı
    yıkılacakmış gibi bir hava veriyordu. Heykelin oturtulduğu taban 6.5m.
    genişliğinde ve 1m. yüksekliğinde, heykelin kendisi ise 13m
    yüksekliğindeydi. Olimpiyat oyunları 391 yılında Theodosius I tarafından
    putperestlik olarak suçlanıp sona erdirilince, Zeus Tapınağı da
    kapatıldı. Heykel zengin Yunanlılar tarafından Constantinople’e
    taşınmıştı ve orada 462 yılındaki büyük yangında yok olana dek kaldı.








    ARTEMİS TAPINAĞI

    Artemis Tapınağı M.Ö. 550 yılında Efes antik kentinde
    yapıldı. Tamamiyle mermerden oluşuyordu. Lidya kralı Croesus tarafından
    yaptırılan yapı, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmıştı ve
    dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve
    Phradmon tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmişti. Tapınak
    hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyordu.
    Artemis Tapınağı M. Ö. 21 Temmuz 356 yılında adını ölümsüzleştirmek
    isteyen ve ne yazık ki bunu başaran Herostratus adlı biri tarafından
    yakıldı. İşin ilginç yanı, aynı gece Büyük İskender doğdu. Hatta bu
    olaydan bir zaman sonra Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın
    yeniden yapılmasına yardım etti.








    RODOS HEYKELİ

    Yapılışından yok oluşuna kadar yalnızca 56 yıl geçmesine
    rağmen, Rodos Heykeli dünyanın yedi harikasından biri olmayı başardı.
    Rodos Heykeli yapıldığında sadece devasa bir heykel değildi. Heykel
    Rodos adasındaki insanlar için beraberliğin bir simgesiydi. Rodos
    Heykeli’nin yapılması tam 12 yıl aldı ve M. Ö. 282 yılında bitirildi.
    Heykel yaklaşık 33 m. boyundaydı; demir ve taşla desteklenmiş bronzdan
    oluşuyordu. Liman girişinde bulunan heykel M.Ö. 226 yılında bir deprem
    sonucunda en zayıf noktası olan dizinden kırıldı. Rodoslular, Firavun
    Ptolemy III Eurgetes’den restorasyon için yardım teklifi aldılarsa da,
    bir kahine başvuruldu ve yardım reddedildi. Neredeyse 1000 yıl boyunca
    heykel harabe halinde kaldı. 654 yılında Araplar Rodos’u istila ettiler.
    Heykelden kalanları Suriyeli bir Yahudi’ye sattılar. Söylenildiğine
    göre bütün parçaları Suriye’ye 900 tane devenin sırtında taşınmış.








    MAUSOLEUM

    Mausoleum, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi
    tarafından yaptırılmış bir mezar. Bodrum civarında yapılmış ve yapımı
    M.Ö. 350 yılında tamamlanmış. Tabanın üstünde kenarları heykellerle
    süslenmiş basamaklı bir podyum bulunuyordu. Altınla süslü su mermerinden
    yapılmış lahit ve mezar odası, podyumun üstünde bulunuyordu ve iyonya
    tarzı kolonlarla çevrilmişti. Sıra sütunlar, yine heykellerle süslenmiş
    bir piramit çatıyı destekliyordu. Dört tane savaş arabasıyla çekilen bir
    savaş arabası heykeli ise piramidin tavanını donatıyordu. Mausoleum’un
    toplam yüksekliği 45 m. idi. Mausoleum’un her tarafındaki 4 heykelin her
    birini bir heykeltıraş yapmıştı. Bu heykeller, tanrıların değil de
    insanlar ve hayvanların heykelleri olmasından dolayı tarihte özel birer
    yer tutarlar. 16 yüzyıl boyunca Mausoleum iyi bir durumda korundu. 15.yy
    da Haçlı Seferleri sırasında St.John şövalyeleri bölgeye geldiler ve
    bugün Bodrum Kalesi olarak geçen büyük bir kale yaptılar. Bu kalenin
    yapımında Mausoleum’un nerdeyse bütün taşları kullanıldı.














    İSKENDERİYE FENERİ

    Büyük İskender’in ölümünden sonra kumandanı Ptolemy Soter,
    Mısır civarında güçlendi ve İskenderiye’yi kendine başkent yaptı. Kent
    kıyısında Faros isimli bir ada bulunuyordu. Bu adaya bir fener kulesi
    yapılmak istendi. Yapı, Euclid’in bir çağdaşı olan Sostratus tarafından
    İskenderiye Kütüphanesi’nde tasarlandı. 117 m. boyundaki Fener’in en
    gizemli yanı aynasıydı. Bu aynanın yansıttığı ışık gece yaklaşık 50 km.
    mesafeden görülebiliyordu. Araplar Mısır’ı fethettiklerinde
    İskenderiye’ye hayran oldular. Ama stratejik açıdan başkentlerini
    Kahire’ye kaydırdılar. Fener depremlerden epey zarar gördü ve 1480
    yılında Memlüklüler tarafından şehri korumak için yapılan bir kalede
    malzemeleri kullanılmak üzere yıkıldı.



    BABİLİN ASMA BAHÇELERİ

    Yunanlı coğrafyacı Strabo’nun M.Ö. 1. yy.’daki tanımlamasına
    göre, bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu.
    Bunların içleri çukurdu ve büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi
    için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş
    tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat
    nehrinden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Bu şekilde üst
    seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru
    akıyordu. Bahçeler Nebuchadnezzar’ın sıla hasreti çeken karısı Amyitis’i
    neşelendirmek için yapılmıştı. Amytis, Medes Kralı’nın kızıydı ve iki
    ülkenin müttefik olması amacıyla Nebuchadnezzar ile evlendirilmişti.
    Onun geldiği ülke yeşil, engebeli ve dağlıktı. Mezopotamya’nın bu dümdüz
    ve sıcak ortamı onu depresyona itmişti. Kral, karısının sıla hasretini
    gidermek için onun memleketinin bir benzerini yapmaya karar verdi. Yapay
    dağlar ve suların akacağı büyük teraslar yaptırdı.

      Forum Saati Perş. Eyl. 19, 2024 4:08 am